Ahiretin Varlığının Rasyonel Gerekçeleri
* Eğer Allah’ın var olduğunu, bu evreni yarattığını anlarsak, ahiretin var olmasının mümkün olduğunu, yani o kadar da zor olmadığını anlarız. Ahiretin varlığını inkâr edenlerin birçoğu, “biz toprakta çürüdükten sonra nasıl yeniden yaratılacağız, bunları kimin yaratmaya gücü yeter?” diyorlar. Allah’ın varlığının anlaşılması, bunun anlaşılması için çok önemli bir adım oluyor. “Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve “Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diyor. De ki: “Onları ilk defa kim yoktan var ettiyse O hayat verecek…” (Yasin [36] 78-79) (Prof. Dr. Caner Taslaman).
* Birçok kötü insan, yaptığı zulmün hesabını vermeden bu dünyadan göçüp gidiyor. Eğer ki bunların yargılanacağı bir ahiret mahkemesi olmazsa, bu dünyada bir adalet kavramı geçekleştirilmez. Allah’ın âdil olmasını bekleyen herkes, bundan da ahiretin var olması gerektiği ile ilgili bir gerekçe görür.
* İnsanda, yaşama arzusu dışında diğer canlılarda olmayan bir özellik var: Zihnimiz, çok uzun bir geçmiş ve uzun bir gelecekle irtibat hâlindedir. Sağlıklı her insana bu hayat yetmez ve ahireti ister. Bir İran atasözü şöyle der: ‘‘Allah vermek istemeseydi, istemeyi vermezdi.’’ Yani Allah ahireti yaratmak istemeseydi, yaratmayacak olsaydı, bu ahirete karşı isteği vermezdi (Prof. Dr. Caner Taslaman).
* İnsan bu dünyada özgür iradesiyle iyiyi seçebildiği gibi, kötüyü de seçebilir. İnsan bu özgürlükle Allah’a inanabilir, inkâr da edebilir. İnsanın sırf bu yaratılış özelliklerinin verilmesi bile insanın bir yerde yargılanacağının, bu yaptıklarının karşılığının verileceğinin bir delilidir.
* Ateistlerin ölümden sonra hayata inanmayışlarının nedeni, bilimsel ya da felsefi bir kesinlik değil, yalnızca şüphedir. Yaşamı bütünüyle çekilmez hâle sokan bir şüphe (Prof. Dr. Metin Yasa, Felsefi ve Deneysel Dayanaklarla Ölüm Sonrası Yaşam, Ankara 2001, s. 104).
* Ahiret olmazsa dünyadaki her şey anlamsızlaşır. Allah bu kadar muazzam bir şey gösteriyor, olağanüstü güzellikler. Bir anda perde kapanıyor. Her şey bu kadar anlamsız olur. Her şey ancak ahiretle anlam bulabilir (Prof. Dr. Caner Taslaman). Ölümsüzlüğe inanmadığımızda dünyaya anlam vermemiz imkânsız olmasa da, son derece güçleşmektedir (Prof. Dr. Turan Koç, Ölümsüzlük Düşüncesi, İstanbul 1991, s. 232).
* Ölümsüzlük aleyhindeki hiçbir kanıt, insanın ölümsüzlük arzusunu, ebediyen var olmak şeklinde açığa çıkan en köklü ihtiyacını ondan söküp atamamıştır (Prof. Dr. Turan Koç, Ölümsüzlük Düşüncesi, İstanbul 1991, s. 231).