Çevre Koruma Konusunda İslam Duyarsız mıdır?
Allah yeryüzündeki her şeyi bizim için yarattığı gibi (Bakara [2] 29), hiçbir şeyi de boşuna yaratmamıştır (Enbiya [21] 16; Duhan [44] 38). Allah’ın yarattığı sistemde ölçü ve denge vardır (Fatır [35] 41; Hac [22] 65; İnfitar [82] 7; Kamer [54] 49; Rahman [55] 7).
“İnsanların elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde bozulma meydana geldi. Belki dönerler diye (Allah) onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor.” (Rum [30] 41. Kur’an, kesin olacak şeyler için genelde geçmiş zaman kipini kullanır).
Kur’an, “sakın dengeyi bozmayın” (Rahman [55] 8) emriyle doğayı korumaya yönelik bir çevre bilinci oluşturmuştur. Fakat Kur’an, insanların yaptıkları yüzünden karaların ve denizlerin zarar gördüğünü; bu zararının etkisinin insana geri döndüğünü ve bunun aslında insanın kendisini akıllandırmasının, gerçeğin farkına varmalarının beklendiğini de söyler (Rum [30] 41).
Rum [30] 41’deki deniz vurgusu çok önemlidir. Rasulullah hiç deniz kenarında yaşamamıştı. Yine Kur’an’ın indiği dönemde büyük bir sanayi üretimi olmadığı için insanların denize zarar vermeleri mümkün değildi. İnsanlar karada örneğin ormanları yakınca sorunun kendilerine nasıl döndüğünü görebilirlerdi. Ama özellikle denizde bunu görmeleri imkân dahilinde değildi. İnsanların gerçek anlamda denizlere zarar vermeye başlaması 18., 19. yüzyıldan yani sanayi devriminden itibarendir. Bu açıdan, Rum suresinde bu ayetin yer alması, büyük bir inceliktir. Dolayısıyla İslam, çevre konusuna değinmeyen bir din değildir.
Prof. Dr. Caner Taslaman’a teşekkürler.