Dâbbetü’l-Arz. Falnâme, Topkapı Sarayı Müzesi, H. 1702, vr. 47b.
Dabbetül-Arz Nedir?
Tevrat’ta Dabbetül-Arz.
Yahudi ve Hıristiyan Teolojisinde (Tanrı biliminde), İslam kültüründe Dabbetül-Arz anlayışına benzeyen bir yaratıktan beast, dragon, leviathan gibi farklı adlarla söz edilmektedir (Tevrat, Eyub 9:3, 26:12; Mezmurlar 89:10; İşaya 30:7; 51:9-10).
Tevrat’ın çeşitli yerlerinde, ejderha şeklinde tasvir edilen bir canavardan söz edilir. Bu garip yaratığın dünyanın başlangıcında Rabb Yahve tarafından giderildiği ve sonunda O’na boyun eğmek zorunda kaldığı anlatılmakta, ancak bu canavarın dünyanın sonuna doğru tekrar yeryüzüne döneceği belirtilir (Eyub 3:8; Mezmurlar 74:13-14, 89:10-11; İşaya, 27-1, 30:7; 51:9-10; Habakkuk 3:8; Prof.Dr. Zeki Sarıtoprak, ‘‘Dabbetü’l-Arz,’’ 393-394).
İncil’de Dabbe
İncil’de ise, kendisinden genellikle şeytanla özdeşleştirilerek söz edilen bu canavar ve taraftarlarının Tanrı’ya karşı sürdürdükleri amansız mücadelenin, onların yenilgisiyle bittiği anlatılmaktadır (İncil, Vahiy 12:13; 13:11-18; 16:13-14; 20:2-3, 10). Tanrı ile mücadele ederek yenilen, ancak dünyanın sonuna doğru tekrar ortaya çıkması beklenen bu canavar/yaratık düşüncesinin, Babil kültürüne dayandığı öne sürülmüştür. Bu anlayışın zamanla şeytan figürüyle birleştirilerek Hıristiyanlığın antichrist (deccal) anlayışına temel oluşturduğu da kaydedilmektedir (Prof. Dr. Zeki Sarıtoprak, ‘‘Dabbetü’l-Arz,’’ 394).
İslam Kültüründe Dabbe
Kıyamet alameti olarak belirecek Dabbetül-Arz’ın دابة الارض çıkışıyla ilgili olarak bu hayvanın boyu 70 arşın olacak (yaklaşık 50 mt). Bulutlara değecek, iki boynuzu arasında bir fersahlık mesafe (12.000 adım) bulunacak. Dört ayaklı, iki kanatlı, öküz başlı, domuz gözlü, fil kulaklı, deve boynuzlu, aslan yeleli, kaplan renkli, inek kalçalı, koç kuyruklu, deve ayaklı olacak. Yerden çıkışı üç gün sürecek, Mescid-i Haram’dan veya Safa’dan çıkacak (Prof. Dr. Süleyman Ateş, Kur’an Ansiklopedisi, IV, 539-540).
Bu inanç, başka din mensuplarından Araplara geçmiş olabilir. Kıyamet alametleri kitaplarında geçen ve konuyla ilgili ayrıntılı bilgileri özetleyen müfessir Fahreddin Râzi, kanaatini şu cümlelerle belirtmektedir: “Kur’an’da bu hususların hiçbiri hakkında herhangi bir delil mevcut değildir.” (Mefatihu’l-Gayb, XXIV, 218).
Hadislerde Dabbe
Konuyla ilgili hiçbiri mütevatir olmayan hadislerin, ilgili ayetten farklı olarak içerdikleri açıklamalar, kesin bilgi değil sadece zan ifade eder (Prof. Dr. Zeki Sarıtoprak, ‘‘Dabbetü’l-Arz,’’ 394, 395). Yine kaynaklarda dabbe kavramının vasıfları, çıkacağı zaman, yer ve onunla ilgili haberlerin senetleri (rivayet, yani nakil zincirleri) zayıftır (İbn Aşur, et-Tahrir vet’t-Tenvir, XX, Tunus 1984, s. 39’den naklen: Necdet Ünal, ‘‘Kur’an-ı Kerim’de Dabbe,’’ 185).
(Mütevatir: Yalan üzerinde birleşmeleri aklen mümkün olmayacak kadar çok kimsenin rivayet etmiş olduğu hadis).
Kur’an’da Dabbe
Arapçada Dabbe, hareket eden canlı anlamında kullanılır. Dabbe, özel bir isim değildir. Kur’an’da 18 ayette yer alan kelime, bazen sadece yeryüzünde yürüyen, bazen hem yerde hem gökte bulunan, bazen de yer belirtmeksizin hareket eden bütün canlılar anlamına gelir. Sebe suresinde geçen Dabbetül-Arz (Kur’an, Sebe [34] 14), Süleyman Nebi’nin değneğini yiyen ağaç kurdu anlamındadır.
“Onlar hakkındaki söz gerçekleştiği zaman biz yerden bir canlı دَٓابَّةً مِنَ الْاَرْضِ çıkarırız. Bu canlı onlara, insanların ayetlerimize inanmadığını söyler.” (Kur’an, Neml [27] 82).
Bu ayete ve bağlamına baktığımızda Dabbe yani yerin canlısı kıyamet koptuktan sonra, azap gerçekleşmek üzere iken ve yargılama esnasında konuşacaktır. Yani mahşer için arzın ortaya çıkardığı hiçbir şeyin gizli kalmaması anlamında toprağın konuşması anlamında mecazi bir konuşmasından, aleyhlerine şahitlik etmesinden ibarettir (Prof. Dr. Mehmet Okuyan).
Kaynakça: