İman Edenlerin Çoğu Müşriktir! (Yusuf [12] 106).
İslam’da en büyük günah olarak hep kul hakkı bilinir. Kur’an kul hakkının kötü ve günah olduğunu elbette anlatır (Bakara [2] 188; Nisa [4] 10, 29). Fakat Kur’an’a göre en büyük günah, Allah’a şirk/ortak koşmaktır. Allah, tövbe etmeden şirk üzere ölenleri kesinlikle affetmeyeceğini, ama bunun ötesindeki günahları dilediğine bağışlayacağını belirtmiştir (Nisa [4] 48, 116). Şirk varsa, tüm yapılan her şey boşa gitmiştir!
Tevhid adalet, şirk ise zulümdür. Şirk en büyük zulüm, yani haksızlıktır. Şirk sayesinde kula kulluk başlar, tanrılaştırılan insanlar bizi sömürürler. Yüce Allah’ın gücü ve kudreti her şeye yettiği halde bu şirk koşulan kişiler, insanları Allah adına kandırmakta ve sömürmektedirler. Yine bu kişiler, Allah’ın demediği şeyleri, arı duru dine katarak, ilave ederek, iftira ederek de Allah’ın hüküm koyuculuğuna müdahale etmektedirler (Kehf |18] 26). Oysaki din, Allah’ın dinidir ve bu dinde sadece O haram ve helalleri koymaktadır.
Şirk konusunda tüm Peygamberler ve Hz. Muhammed de uyarıldığı halde biz bunu hiç üzerimize bile almıyoruz: “Andolsun, sana ve senden öncekilere vahyolundu (ki): ‘Eğer şirk koşacak olursan, şüphesiz amellerin boşa çıkacak ve elbette sen, hüsrana uğrayanlardan olacaksın!” (Zümer [39] 65). Bu ayeti, Ahkaf 9 ile birlikte düşünelim: “De ki: ‘Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum…” Kur’an’a göre Allah Rasulünün durumu bile bu ayetlere göre ortada iken, ortalıkta cenneti garantilediğini iddia eden, kendisine bağlananları da kesinlikle cennete sokacağı fikrini saçmalayan kişiler bulunmaktadır. Veya şöyle bir algı da vardır: “Falan kişi hiç şirk koşar mı, mümkün değil!” Ama ayette de gördüğümüz gibi, Rasulullah ve diğer peygamberler bile bu konuda uyarılmışken biz kendimizi nasıl güvende görebiliriz? Dolayısıyla her insanda şirke düşme tehlikesi, potansiyel olarak bulunmaktadır.
Bize şah damarımızdan bile daha yakın olan Allah’a (Kaf [50] 16) ulaştırmada birisini araya koymak, bu her ne ise, şirktir. Yani Allah’a ulaşmak konusunda araya peygamberi, meleği, şeyhi, hocayı yani her ne koyarsak koyalım, bu şirktir. Allah ile kulu arasına, başka birisinin sığabileceği bir boşluk yoktur. Allah’a inandığı halde müşrik olan Mekke’li müşrikler de, biz putlara put olduğu için tapmıyoruz, bizi Allah’a biraz daha yaklaştırsınlar diye tapıyoruz, diyorlardı (Zümer [39] 3)!
Bunun gibi, Allah’ı ikinci sıraya koymak, bir şeyi Allah gibi sevmek de şirktir (Bakara [2] 165). Ölmüş kişilerden ve varlıklardan bir şey istemek de şirktir? “Allah dururken kıyamet gününe kadar (duaya) karşılık veremeyecek kimselere [1], daha kendisine dua edildiğinin dahi farkında olmayan kimselere yalvarıp yakarandan daha şaşkın ve yoldan çıkmış birisi olabilir mi?” (Ahkaf [46] 5).
Bundan dolayı lütfen kendimizi, dini yaşantımızı mutlaka gözden geçirelim. Ne yazık ki şirk ve şirk kalıntısı olan davranışlar, kaynağını Kur’an’dan almayan sözde ‘ibadetler,’ dini zannedilen tutumlar, anlayışlar var ki Rabbizim, “İman edenlerin çoğu müşriktir!” buyurmuştur (Yusuf [12] 106). Rabbim hepimizi şirk belasından korusun. Bayramınız mübarek olsun…
[1] Arapçada men مَنْ akıllı varlıklar için kullanılır. Ayette de men kullanıldığı halde, meallerde anlam hatalı olarak, cansız varlıklar şeklinde verilmiştir.