Kuranın Tasvir Yöntemi
Prof.Dr. Süleyman Ateş
Kur’an-ı Kerim’in üslubu, TASVİR ÜSLUBU’dur. Yani Kur’an, olayları canlandırarak, sahneleştirerek anlatır. Bunu sağlamak için fiillerin zaman kiplerini uygun biçimde kullanır.
Mesela geçmiş bir olayı anlatırken şimdiki zaman kipini, gelecekteki bir olayı anlatırken de geçmiş zaman kipini kullanır. Çoğu kez de zaman kipini tamamen kaldırır. Bir de bakarsınız ki geçmiş olay, veya gelecek vaka, gözümüzün önünde cereyan eden bir sahne oluvermiştir. Mesela Bakara 127-129 ayetlerinde Kur’an, Hz. ibrahim’in, oğlu İsmail ile birlikte Kabe’yi inşa ederken yaptığını anlatmaktadır. Olay çok önceden geçmiştir. Fakat Kur’an, bu geçmiş olayı “İbrahim Kabe’yi yaptı.” şeklinde geçmiş zaman kipiyle anlatmıyor, “İbrahim, Kabe’nin temellerini yükseltiyor.” diye şimdiki zaman kipiyle anlatmaya başlıyor ve hemen sözü İbrahim’in ağzına koyuyor: “Rabbimiz, bizden kabul buyur, çünkü Sen işitensin, bilensin!” Artık biz, İbrahim’in oğluyla birlikte Kabe’yi yapmakta olduklarını seyrediyor ve onların duasını işitiyoruz. Olay eski değil, gözümüzün önünde geçen taze bir olaydır.
Kur’an, gelecekte vuku bulacak bir olayı, cennette müminlerin, cehennemde kafirlerin hallerini anlatırken de genellikle gelecek zaman kipini değil, geçmiş veya şimdiki zaman pini kullanır. Bu da olayın kesinlikle vuku bulacağını gösterdiği gibi, aynı zamanda olayı karşımıza getirir. Adeta cennetliklerin nimet içindeki sevinçlerini, cehennemliklerin azap içinde kıvranışlarını görürüz. Kur’an, görülen manzarayı, zihni bir olayı, ruhi bir hali olduğu kadar insan karakterlerini, insan tiplerini de canlı bir tablo halinde gözle görülür şekle sokarak anlatır. Çizdiği tablolara hayat verir. Bir de bakarsınız ki, o mücerred mana şekillenmiş, o insan karakteri cisimlenmiş, o geçmiş olay canlanmış, o insan karakteri cisimlenmiş, o geçmiş olay canlanmış. Canlandırdığı olaylara bir de konuşma katınca sahnenin bütün elemanları tamamlanmış olur ve okuyucu veya dinleyici, olayın vuku bulduğu alana çekilir. Gördüğü manzaralar karşısında dinleyici, bunun okuman bir söz veya anlatılan bir mesel olduğunu unutur da hareket eden kişilerin yaptığı olayları görür. kur’an’ın anlattığı kıssalar, onun ifade stilinde hayatın hikayesini okumaktan çıkar da hayatın kendisi olur. Kur’an’ın bütün anlatımında bu tasvir ifadesini görürüz. Onun kullandığı zamanları, genel ifade tarzı içinde düşünüp değerlendirmek gerekir.
Kaynak: Süleyman Ateş, Kur’an-ı Kerim’in Evrensel Mesajı Yeniden İslama I, 270-272.