Ateistler tarafından dile getirilen iddiadan bir tanesi, Hz. Meryem’in meleklerle Hz. İsa hakkında konuşurken, Meryem Suresi'nde bir melekle (Cebrail), Al-i İmran suresinde ise birden çok melekle konuştuğu, dolayısıyla bir çelişkinin söz konusu olduğu eleştirisidir.
Meryem Validemiz İle Kaç Melek Konuştu?
Ateistler tarafından dile getirilen iddiadan bir tanesi, Meryem Validemiz’in meleklerle İsa Nebi hakkında konuşurken, Meryem Suresi’nde bir melekle (Cebrail), Al-i İmran suresinde ise birden çok melekle konuştuğu, dolayısıyla bir çelişkinin söz konusu olduğu eleştirisidir.
İlk önce Meryem [19] Suresindeki ayetlere bakalım (16-21):
16. Kitapta Meryem’i de an! O, ailesinden ayrılmış ve doğu yönünde bir yere çekilmişti.
17. İnsanlarla arasına bir perde germişti. Ona Cebrail’i gönderdik de ona düzgün bir insan şeklinde göründü.
18. Meryem: “Eğer saygılı biri isen, senden Rahman’a sığınırım.” dedi.
19. Cebrail: “Ben ancak Rabbimin sana gönderdiği bir elçiyim, sana temiz bir oğlan bağışlamak için geldim.” dedi.
20. Meryem: “Bana bir insan dokunmamışken, ben kötü bir kadın da değilim, nasıl oğlum olabilir?” dedi.
21. Cebrail: “Bu senin için böyledir.” dedi. “Rabbin” ‘O bana çok kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılacağız.” dedi. Ve iş olup bitti.
Şimdi de Al-i İmran [3] Suresindeki ayetleri gözden geçirelim (42-47):
42. Melekler; “Ey Meryem! Allah seni seçti, arıttı ve dünyaların kadınlarına seni üstün tuttu.
43. Ey Meryem! Rabbine gönülden boyun eğ, secdeye var, rüku edenlerle beraber rüku et!” demişlerdi.
44. Ey Muhammed! Bu, sana bildirdiğimiz gayb haberlerdendir. Meryem’e hangisi bakacak diye oklarıyla kura çekerlerken sen yanlarında değildin. Çekişirlerken de orada bulunmadın.
45. Melekler; “Ey Meryem! Allah kendinden gelecek bir sözü, adı Meryem oğlu İsa Mesihi, dünya ve ahirette gözde ve yakın kılınlanlardan biri olarak sana müjdeler.” demişlerdi.
46. “İsa, insanlarla beşikte iken de, yetişkin iken de iyilerden biri olarak konuşacaktır.”
47. Meryem; “Rabbim! Bana bir insan dokunmamışken nasıl çocuğum olabilir?” dedi. Melek de, “Senin için böyledir. Allah dilediğini yaratır. O, bir işin olmasını dilerse ona ‘ol’ der ve o da olur.” dedi.
Konuşmalar dikkatlice incelendiğinde aslında iki olayın farklı zamanlarda meydana geldiği görülecektir. Zaten bu konudaki anahtar ayet, Al-i İmran Suresinin 47. ayetidir. Çünkü 45. ayetinde yine melekler konuşurken, bu sefer Meryem Validemiz’in sözünün ardından tek bir melek, yani Cebrail devreye girmektedir. Dolayısıyla bize, 42-46. ayetler bir olayı, 47. ayetten sonrakiler başka bir olayı ve zamanı anlatmaktadırlar. Zaten 45. ayette melekler için (قَالَتِ – Galet) denilirken, 47. ayette ise tek bir melek kastedildiği için (قَالَ – Gale) denilmiştir. Kur’an, bir surede tek bir konuyu baştan sona işlemez. Bir konuya değinir, bir süre sonra başka bir konuyu ele alır. Böylece bir sure içinde birden fazla konu ele alınmış olmaktadır. Bu konuda da olduğu gibi, ilk önce meleklerle ilgili bir konu anlatılırken, hemen ardından başka bir konu, bu sefer de tek bir melekle ilgili bir konu aktarılmıştır.
Sonuç olarak ilk bakışta var olduğu iddia edilen bir çelişkinin aslında, dikkatli bir incelemenin ardından mevcut olmadığı görülmektedir.
Faydalanılan Kaynak: Bülent Tatlıcan, Kur’an’da Çelişki Yoktur, Mekki Yay., İstanbul Mart 2007, s. 65.