Muhammed’in (a.) Her Sözü Vahiy midir?
Denilir ki Rasulullah hiç hevasından konuşmaz. O her ne konuşuyorsa vahiydir (vahy-i gayri metlüv). Madem Rasulullah’ın her söylediği vahiy idiyse o zaman niye bunun gibi ayetlerle uyarıldı: “Ey Nebi! Eşlerinin gönlünü kazanmak için Allah’ın sana helal kıldığı bir şeyi neden kendine haram kılıyorsun?” (Tahrim [66] 1). “… Allah seni affetsin. Doğrular sana belli olup yalancıları bilmeden önce, niçin onlara izin verdin?” (Tövbe [9] 43). “…Günahın için bağışlanma dile…” (Mü’min [40] 55 ve Muhammed [47] 19). Yine yönetim işlerinde Mü’minlerle istişare emri verilen bir Rasulün her sözünün vahiy olduğundan nasıl söz edilebilir? (Al-i İmran [3] 159).
Vahy-i gayri metlüv için ‘o hevasından/keyfinden konuşmaz’ ayeti delil getirilir. Oysaki bu ayetin bağlamına bakıldığında bunun Rasulullah’ın insan olarak kendi söyledikleri değil, ona vahiy olarak Cebrail’in öğrettikleridir. Yani bu anlatılanlar ilk vahyin gelişidir:
“Peyderpey indiği zaman vahye yemin olsun. Arkadaşınız sapmadı, şaşırmadı. O, kendi hevasından konuşmaz. O, kendisine indirilen bir vahiyden ibarettir. Onları ona melekeleri son derece güçlü olan (Cebrail) öğretti. O yüksek ufuktayken belirmişti. Sonra yaklaşmış sarkmıştı . İkisinin arasındaki mesafe iki yay kadardı. O arada Allah’ın kuluna vahyetmesini istediği şeyi o da geldi vahyetti.” (Necm [53] 1-7).
Not: Bu konu için Kur’an’daki nebi ve rasul ayrımı da unutulmamalıdır (Bkz. Zeki Bayraktar, Kur’an ve Sünnet Ama Hangi Sünnet?).