Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın verdiği bir konferansta, kadına karşı işlenilen cinayetlerle ilgili olarak Muhammed (a.s.)’ın tutumunu bize tekrar hatırlatması çok anlamlıdır:
Hz. Aişe’ye yapılan o iftira, iftira olduğu soruşturma sonunda anlaşıldı. Başta Bedir’e geldiği zaman, Türkiye’de bile, bugün, birisi gelse dese ki, sizin hanımınız arkada bilerek kaldı, sözlüsüydü, beşik kertmesiydi, onun için kaldı, bilmem ne dese biz, o hanıma niye o akılsızlığı yaptın, deli miydin, bunu niye yaptın deme tavrını mı gösteririz, yoksa çekip yine, Allah ya ona verir ya bize mi verir deriz bilmiyorum. Ama, Peygamberin tavrı, asırları aşan İslami ve o anlamda medeni bir tavır. “Babanın evine git ve neticeyi bekle. İftira ise, bu iftirayı yapanlar cezayı görür, değilse Cenab-ı Hak’tan affını dile.” diyor. Çok enteresan; yani o tavrın yüzde biri bizde olsa, herhalde tarihimizde bu namus cinayetleri olmaz. Kur’an’ın getirdiği ve Peygamberin uygulaması, çağ ile tam uyum içinde değil. Şunun için değil, henüz daha çağ ona layık değil. …
100 kiloluk iffetin doksanı kadınların sırtında, 10 kilosunu da biz ara sıra taşıyoruz, yükü o çekiyor. Onun için hala iffet için ölen onlar. Siz hiç gazetede okudunuz mu, bir erkek için aile meclisi oturdu karar verdi ve bir iffet temizlemesine girişti. Yani bunu kan temizler. Halbuki, Kur’an açısından hiç farkı yok. Eğer bir zina hadisesi varsa, kadın aynı erkek aynı. Her bakımdan aynı olmasına rağmen, bütün tarihe bakın, namus kirlenmesinin cezası kadına verilir.
Kaynak: “İslam’ın Işığında Kadın,” İslam’ın Işığında Kadın (TDV Kadın Kolları Konferans ve Panelleri: 1996-97), Türkiye Diyanet Vakfı Yay., Ankara 1998, s. 19, 34.