Gerek fizik, gerekse metafizik çalışmaları ile hayli ilgimizi çeken ünlü İngiliz Sir James Jeans, Prens Bismark, Thomas Carlyle, Goethe ve diğerleri gibi, Avrupa’nın zeka tarlalarından biridir. O da çağdaşları gibi Kur’an güneşinden yararlanmıştır. Buna, eserlerinin özellikle orijinal baskılarında çok sık rastlamak mümkündür.
Kainatın yaratılışı konusunda Buffon, Hoyle, Velyaminov’un görüşleri, inkarcılar tarafından Allah diye bir yaratıcının bulunmadığına delil olarak kullanılırken, Laplace, George Gamov ve Sir James Jeans’in görüşleri de inananlar tarafından Allah’ın varlığına ve yaratıcılığına delil gösterilmiştir…
Sir James Jeans, materyalist Fred Hoyle’un kainatin başı ve sonu yoktur görüşüne “Hayır, vardır” diyerek, güneşin yaşını hidrojen transformasyonu (dönüşümü) ile ölçerek cevap vermektedir. Böylece kainatın geçirdiği gelişmeleri devre devre geriye götürmek suretiyle başlangıç noktasını bulan Sir James Jeans hemen ilave ederek, “Her başlangıcın da bir sonu vardır” demektedir.
…
Hind Müslüman bilginlerinden Dr. İnayetullah El Meşriki anlatıyor:
“Sene 1909, günlerden Pazar, hava yağışlı. Adeta bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Bir ihtiyaç için evden çıktım. Bir de baktım ki, Cambridge Üniversitesi Profesörü, meşhur astronomi bilgini Sir James Jeans, koltuğunun altında İncil ve şemsiyesiyle kiliseye gidiyor. Hemen yaklaştım ve selam verdim. Selamımı almadı. Bir daha verdim, “Benden ne istiyorsun?” dedi. “Efendim, iki hususu: Birincisi, şiddetli yağmura rağmen şemsiyeniz koltuğunuzun altında” dedim. Sir James Jeans gülümsedi, hemen şemsiyesini açtı. “İkincisi, sizin gibi sesini dünyaya duyurmuş bir şahsı kiliseye çeken kuvvet nedir?” dedim. Bu soru karşısında Sir James Jeans bir an durakladı ve sonra şöyle dedi:
“Bugün size, evimde bir akşam çayı vermek istiyorum. Lütfen teşrif ediniz.”
Akşam evine vardığım zaman saat tam dörttü. Kapıya Leydi Jeans çıktı. Sir James’in beni odasında beklediğini bildirdi. Odasına girdiğim zaman onu, üzerinde çay takımları konmuş küçük bir masa önünde derin düşünceler içinde buldum. Geldiğimi görünce, “Neydi sorduğun soru?” dedi ve cevabımı beklemeden gök cisimlerinin oluşundan, akılları durduran düzenlerinden, büyüklüklerinden, uçsuz bucaksız gibi yollarından, yörüngelerinden ve birbirlerini çekmelerinden, insan hayaline sığmayan ışık kuvvetinden bahsederek, bir konferans havası içinde konuşmaya başladı.
O anlattıkça ‘Allahü Ekber’in anlamını daha iyi anlamaya başladım. Yine Allah’ın ilim, kudret, Sani gibi sıfatlarını daha geniş kavrıyordum. Kalbim sarsılıyordu. Sir James’in saçları da diken diken olmuştu, gözlerinden yaşlar damlıyor ve elleri zangır zangır titriyordu. Bir an durakladı ve sonra şöyle dedi:
“Ey İnayetullah, Allah’ın eşsiz sanatının yansıması olan şu varlık alemine baktığım zaman, ilahi kudretin büyüklüğü karşısında vücudum ürperiyor ve titremeye başlıyorum. Allah’ın huzuruna vardığım zaman, Allah’ım sen çok büyüksün, çok yücesin diyorum ve adeta bütün hücrelerim aynı dua ile bana katıldıklarını hissediyorum. Kendi mutluluğumu, başkalarınkinden bin kat üstün görüyorum, dinginlik içinde bulunuyorum. Niçin kiliseye gittiğimi anladın mı ey İnayetullah Han?…”
Bu konferans zihnimde korkunç tufanlar doğurdu. Kendisine dedim ki: “Efendim, anlattığınız gerçeklerle cidden beni duygulandırdınız. Bu münasebetle inandığı Kur’an’dan size bir ayet okumama müsaade eder misiniz?” Başını salladı, “Memnuniyetle!” dedi. Ona Fatır Suresinden 27 ve 28. ayetleri okudum. Sir JeansD’in şu meale aklı takıldı ve bağırdı: “Ne dedin, Allah’tan kulları içinde ancak alimler korkar mı dedin? Müthiş, bu çok müthiş bir şey. Elli senelik gözlem ve araştırmaların sonucunda keşfettiğim bu hususu, Hz. Muhammed’e haber veren kimdir? Sonra hakikaten bu ayet Kur’an-ı Kerim’de var mı? Eğer böyleyse ben Kur’an-ı Kerim’in Allah tarafından vahyolunduğuna inanıyorum, bunu kaydet.”
Daha sonra Sir James Jeans sözlerine şunu ekledi: “Hz. Muhammed ümmi idi, bu sırları kendisinin keşfetmesini imkan yok. Öyle ise, bu sırları Allah bildirmiştir. Müthiş, çok müthiş bir şey bu!”
Evet, fizik açıklamasına göre “A”, ‘a’dır, metafizik açıklamaya göre “A” önce bir harftir ve bir katibi gösterir. Eşyaya bakış açıları tamamen ve taban tabana zıttır. İlk açıklama, inançsız bir bakışın kainatı görüş şeklidir ve kainat sonsuz tesadüfler karmaşasıdır. Diğerlerine göre, her şey ölçülmüş ve biçilmiştir. Her şeyin dizgini Yaratıcı’nın elindedir. İşte bu gayeyle çalışmalarını sürdüren Sir James Jeans, 69 yaşında öldüğü zaman geride, elden ele düşmeyen pek çok kıymetli eser bırakmıştı.
Ümmi: -Okuma yazma bilmeyen,
-Kitap ehli olmayan, yani Tevrat ve İncil’i bilmeyen
Kaynak: Selçuk Yıldırım, Zafer Derg., Kasım 1986, sayı: 119, s. 12-13.
1 Comments
gercekten cok etkıleyıcı.sır james jeansın yerınde olmak ısterdım