Geçmiş yıllarda müzik dünyasının birçok ünlü ismi Müslüman oldu. Aslında İslamiyet bütün milletler ve meslekler arasında en çok yayılan dindir. Ancak, müzikde zirveye çıkmış insanların özellikle İslam’ı seçmeleri, ayrıca üzerinde durulacak önemli bir konudur.
Pop müzikte büyük bir şöhreti olan, plakları satış rekorları kıran Stevie Wonder’ın Müslüman oluşu, başta Amerika olmak üzere milyonlarca hayranı tarafından büyük bir şaşkınlık ve hayretle karşılandı. Gerçekten de müzik dünyasının en kabiliyetli ve en başarılı yıldızlarından biri olan Stevie Wonder, dini bütün bir Müslümandır. Müslüman olalı henüz birkaç yıl olmuştur ama (röportajın yapıldığı yıl 1986), iki gözü de doğuştan görmeyen bu siyahi Amerikalı, İslam’la kalp gözünün açıldığını söylemektedir. Üstelik mesleği açısından görmemesini de kötü bir şey olarak görmüyor. Hatta bestelerinin gözülliğini ve bu derece sevilmesini de, gözlerinin görmemesine bağlıyor. Şöyle diyor bu konuda:
“İnsan gözleriyle birçok şeyi fark edemez. Oysa, dünyaya açılan pencerem olan öteki duygularım sayesinde, pek çok insanın görmediklerini görüyor, hissedemediklerini hissediyorum.”
Görme engelli olmasına rağmen işitme duygusunun olağanüstü gelişmesi, ayrıca sahip olduğu müzik kabiliyeti daha çocukken keşfedilen Wonder, ilk bestesini henüz onüç yaşındayken yapmış, pop müziğin bütün ekollerinde başarılı olmuş ender sanatçılardandır.
Ancak kendisi, gönlündeki imanın doğrultusunda düşünüyor ve hem gücünü, hem de buna dayalı olarak başarılarının önce Allah’tan geldiğini ifade ediyor.
Allah’ın en üstün yarattığı olarak gördüğü insanları da çok sevdiğini söyleyen Stevie Wonder, “İnsanların mutluluğu bana da yansıyor, karşımdaki kişinin sesinden, onun hangi ruh haleti içinde olduğunu anlayabiliyorum” diyor…
Stevie Wonder, çocuklarına da Müslüman isimler koymuş ve onları inançlı insanlar olarak yetiştirmek istediğini ifade etmiştir. Kızı Ayşe ile oğlu Murteza, onun ilgi ve sevgi odakları olarak yetiştirilmektedir.
Ünlü şarkıcı, böylece bir zamanlar Afrika’dan koparılıp getirilen atalarının asıl dini olan İslam’ı seçerek, gerçek kurtuluşun huzurlu yoluna girmiş bulunuyor.
Kaynak: Vehbi Vakkasoğlu, Zafer Derg., Ekim 1986, sayı: 118, s. 8-9.