Avusturya’da siyasetten medyaya kadar birçok kurum ve kuruluşun Müslümanlar hakkında olumsuz propagandalarına rağmen İslam’a olan ilgi her geçen gün artıyor.
Mübarek Ramazan ayında Avusturya’da gittiğimiz Anadolu Camii’nde önceden ateistken Müslüman olan Avusturyalı Yahya Fürlinger ile karşılaştık. Yahya da bize Müslüman olmadan önceki hayatını, İslamiyet ile nasıl tanıştığını ve hidayet sürecini anlattı. İşte Yahya Fürlinger’in sorularımıza verdiği cevaplar…
Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
– 1958 yılında Avusturya’da doğdum. Hıristiyan bir ailede büyüdüm. Eşim ve çocuğum Hıristiyan’dı. Ben ise 26 yaşıma kadar Katolik bir Hıristiyan’dım. Daha sonra ise 20 yıl boyunca ateisttim. Sosyalisttim. 10 sene önce hidayete erip Müslüman oldum ve Johannes olan ismimi Yahya olarak değiştirdim.
Müslüman olma süreciniz nasıl gerçekleşti?
– Müslüman olmadan önce para için yaşıyordum ama hayatımda sürekli bir boşluk vardı. Müslümanlar arasındaki yardımlaşmayı, dayanışmayı, paylaşmayı ve birlikteliği gördüm. Davranışları çok ilgimi çekti. Ben bir sosyalistim ve benim hedefim de bunlardı. Bu hedeflerimin Müslümanlarda yani İslam’da olduğunu fark ettim. Bundan sonra Anadolu Camii Cemiyeti’ne geldim ve İslam’ı araştırmaya başladım. İslam’ı tanıdım ve doğru bir yol, hak bir yol olduğunu gördüm. Böylelikle hayatımdaki boşluk, İslam ile dolmuş oldu.
Sonra Kelime-i Şehadet mi getirdiniz?
– 10 yıl önce yine bir Ramazan ayıydı. Müslüman olmaya karar verdim. Avusturya İslam Cemiyeti’ni arayıp Müslüman olmak istediğimi söyledim. Sonra cemiyete gidip orada şehadet getirerek Elhamdülillah Müslüman oldum. Daha sonra Kadir Gecesi’nde teravih namazından önce beni kürsüye çıkardılar. İmam, insanların huzurunda benim Müslüman olduğumu söyleyerek cemaatten de buna şahit olmasını istedi. Herkesin içinde kelime-i şehadet getirdim. Benim için o günlerin çok büyük bir anlamı vardır.
Müslüman olduktan sonra ailenizden ve çevrenizden nasıl tepkiler aldınız?
– Eşim Müslüman olduğumu ilk duyduğunda bana hiç tepki göstermedi hatta memnun oldu. Eşim, şimdilerde İslamiyet’e yaklaşım gösteriyor. O zamanlar 17 yaşında olan oğlum ise hemen kabullenemedi. İslam, oğlum için zor bir aşamaydı.
Umreye veya Hacc’a gitme düşünceniz var mı?
– Müslüman olmadan önce yani 15 yıl önce evim için bankadan kredi almıştım. Dolayısıyla faiz bulaştığı için kredim bitmeden Hacc’a veya Umreye gitmeyi düşünmüyorum. İnşallah birkaç yıl içinde kredi borcum bitiyor ve Allah nasip ederse Hacc’a gideceğim.
İslam dini hakkında ne düşünüyorsunuz?
– İslam dininde ibadet etmek var. Namaz kılmak, oruç tutmak var. İnsan namaz kıldıkça Allah’a daha çok yaklaşıyor. İnsanlara maneviyat veriyor, huzur veriyor. Müslüman olmadan önce her işimi aklımla yapmak isterdim. İslam’ı hep akıl ile değerlendirmeye çalışıyordum ama derinliğine girdiğimde ise İslam’ın çoğunluğunun kalp olduğunu, maneviyat olduğunu fark ettim.
Kur’an’da sizi en çok etkileyen âyet hangisi?
– Kur’an’daki birçok âyet beni etkiliyor. İhlas Sûresi beni çok etkilemiştir. “De ki: O, Allah birdir. Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.” Her kıldığım namazın ikinci rekâtında muhakkak İhlas Sûresi’ni okurum.
Avusturya’da Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen ayrımcılık ve ırkçılık var. Müslümanlar, “terörist” olarak görülüyor. Bunun sebebi nedir?
– Müslümanları “terörist” olarak yargılamak saçma bir şeydir. Bu durum farklı gruplarda da var. Fanatik olan Hıristiyanlarda da, Müslümanlarda da var. Avusturya’da İslam’ı tanıyanlar Müslümanların “terörist” olmadığını bilir. Şimdi size bir şey anlatacağım. Kısa bir süre önce 20 tane Hıristiyan arkadaşımı Anadolu Camii Cemiyeti’ne davet ettim. Arkadaşlarımdan bir tanesi bana, “Sen nasıl cesaret edip de buralara gelebiliyorsun?” diye sordu. Cevap olarak ise burada yaşadığımı söyledim. Yani dışarıdan Müslümanları yanlış tanıyorlar. Bu ayrımcılığı kaldırmak için bu kişilere Avusturya’da Müslüman grupların İslam’ı anlatmaları gerekiyor.
Kaynak: yeniakit.com.tr, 30 Haziran 2014, 08:04.