Prof. Dr. Sefa Saygılı
(Ruh Hastalıkları Uzmanı)
Dua Nedir?
Dua, insanın Allah’a aczini itiraf etmesidir. Yüce Yaratıcı’yı insanın ihtiyacını karşılayacak Kadir-i mutlak olarak kabul edip kendisini işittiğine inandığını ve güvendiğini bildirmesidir.
Dua, bir talep ve yöneliştir. Bilinmek ve işitilmek talebidir. Allah’a ümit ve güvenle yöneliştir. Dua eden insan hem kendi faniliğini itiraf etmekte hem de hayatın bir manası olduğuna inandığını göstermektedir. Bu yüzden duanın samimi bir inanç ve saf niyetle yapılması önem taşır.
Dua, Allah ile kul arasında din yoluyla münasebetin özü ve özeti veya tipik modelidir. Zaten Peygamberimiz, “Dua, ibadetin özüdür” buyurmuştur.
Modernizm İnsanları Tatmin Edemedi
5-10 yıl önceye kadar; dua, inanç ve dini değerler bilimin ve tıbbın dışına itilmişti. Her şey delille ve maddi yönden değerlendiriliyordu. Ancak son yıllarda bu görüşten dönülmeye başlandığını görüyoruz. Çünkü modernizmin inkar ettiği, devamlı karalamaya çalıştığı dini inançlar bütün yeryüzünde yeniden yükselen değer haline geldiler.
Newsweek’in Araştırması
Artık dua da insanların mutluluğunda, hastaların moral bulması ve iyileşmesinde önemli bir faktör olarak yerini almaktadır. ABD’nin dünyaca ünlü haber dergisi Newsweek, 1997 yılı sayılarının birinde “Dua”yı kapak konusu yaparak ABD’de dini inanç ve akımların hızla geliştiğine dikkat çekti. Newsweek, hemen hemen bütün Amerikan vatandaşlarının sarsılmaz bir ‘Allah inancı’na sahip olduğunu kaydederek, ‘yapılan araştırmalarda, toplumda Allah’a inananların oranı % 90’arı buluyor. Üstelik insanların % 54’ü ibadetlerini, o veya bu şekilde yerine getiriyor. Halkın % 29’u günde bir defa dua ederken, % 25’i ellerini defalarca Allah’a açıyor. Dua edenlerin % 87’si bekledikleri sonucu aldıklarını söylemekteler’ diye yazdı.
Newsweek, dua konusunda örnekler veriyor. Bunlardan Mimi, piyangodan ikramiye kazanmak için dua etmeyi yıllardır terk etmiştir. Kocası, iki çocuğu ve tam gün işi olduğundan böyle şüphe götürür gelire ve mantıksız işe ayıracak vakti olmadığına karar vermişti. Ancak doktorların kızkardeşleri Miki’nin böbrek nakline ihtiyacı olduğunu söylediklerinde bütün aile dua etmeye başlamışlardı. Çünkü böbrek bulmak çok zor, hatta imkansız gibiydi.
Birgün Mimi’nin kapısı çalındı. Karşısında hastahanede dert yandığı ve ismini dahi bilmediği bir hayırsever duruyordu. Mimi, kardeşi Miki’nin yaşaması için gerekli olan böbreğe, hiç beklemediği yoldan ve bir anda kavuşmuştu. Üstelik yapılan testler, böbreğin Miki’nin bünyesiyle uyum içinde olduğunu göstermişti.
İkinci örnek, 20 yıl öncesine ait bir olaydı. Şimdi Los Angeles’ta gazeteci olan kadın, sahneyi anlatırken hala titriyordu. New York’ta karanlık ve sessiz bir gece yarısı dik ve ışıklı bir yoldan eve kestirme gitmeye karar vermişti. İşte bu yolda giderken arkadan hızla yaklaşan ayak sesleri duymuştu. Gelen saldırgan bir sapıktı. O sırada evde derin uykuda olan annesi sıkıntı ile uyanmıştı. Büyük kızına kötü bir şey olacağı korkusuna kendisini kaptırmış vaziyette idi. Hemen ellerini açıp kızını içinde bulunduğu tehlikeden kurtarması için Allah’a duaya başladı. 15 dakika sonra içi rahatladı ve yattı.
Taşlık yolda ise saldırgan kıza sapıkça yaklaşırken aniden ayağı kaydı ve tepeden aşağı yuvarlandı.
Anne dindardı ama kız şüpheciydi. Bu olaydan sonra kızın dünya ve ahiret inancı değişiverdi.
2000’li yılların Amerikasında toplumda şüphecilik sınır tanımazken ve kitle kültürü sahası son derece bayağılamışken Yaratıcı’ya güvenin yerinde duruyor olması dikkate değerdir. Hz. İsa havarilerine, ihtiyaçlarını Allah’a bildirmeleri yönünde tekrar tekrar uyarmıştır. Onun pek çok mucizevi şifası kendisine birileri iyileşmek için yalvardığında ortaya çıkmıştır. Hz. İsa “İste alacaksın, ara bulacaksın, kapıyı çal açılacaktır” demiştir. Bu ölçülere göre dua eden milyonlarca Amerikalı arayanlar ve bulanlardır.
Duayla Gelen Huzur
Dua hayal sevincin kaynağıdır. Sanki dünyanın bütün yükü omuzlarından kalkmıştır. İşte duanın hastaların durumunda manalı iyileşmeler sağladığına pek çok doktor şahit olmuştur. Üstelik şimdi duanın gücünü ispatlayacak deneyler.
Başka Bir Araştırma
En karmaşık deney Florida’da ‘Artrit Tedavi Merkezi’ndeki 60 hastaya uygulanmış olandır. Romatoid artriti hastalığının net belirtileri vardır: Şiş eklemler ve yürümeyi engelleyici ağrı. Bu belirtilerin azalması kolaylıkla ölçülebilir.
Çalışmaya alınan hastalar iki gruba ayrıldı. Hastaların yarısı farklı olarak 6 aylık uzun süreli şefkat duasına alındı. Her iki grup tecrübeden önce, hemen sonra ve 1, 3, 6 ve 12. aylarda aynı klinik doktoru tarafından muayene edilerek objektif ölçütlere göre değerlendirildi.
Çalışmanın erken dönem video görüntüleri bazı hastalarda dua ile fevkalade sonuçlar elde edildiği görüldü. Hastalardan biri “Burada garip şeyler oluyor ve ben bunu çok sevdim” diyordu. Deneyin başında 49 hassas eklemli mevcuttu. 4 seanstan sonra sadece 8’i hassastı ve 6 ay sonra hiç ağrısı olmadığını ve ilaç almaya ihtiyaç duymadığını söylemişti.
Sonuçta, dua edilen ikinci grup birinciye oranla çok daha hızlı iyileşme göstermişti. Deney sonunda araştırmacılar, “Bu sonuç, Allah inancı ve bu inancın etkilerinin, sadece tabiatta açıklanamayan olaylarla sınırlı kalmadığının ciddi delilini sunmaktadır” dediler.
Her Duaya Cevap Var
‘İyi İnsanlara Kötü Şeyler Olduğunda” adlı best seller kitabı olan din adamı Harold Kushner, dua hakkında “Dua ettiğimizde kabul edilmemişse Allah’ın bunu reddettiği fikrine sıcak bakmıyorum” demekte ve eklemektedir: “Ancak duanın, hayatı benim için daha iyi, daha renkli ve zengin kıldığına eminim.”
Gerçekten duanın kabul edilmediğini söylemek, duanın manasını bilmeden konuşmak olur. Diyelim karşılayacak iki boksör de zafer için Allah’a dua etseler hangisinin dileği kabul edilecektir? Burada herhalde daha iyi hazırlanan, yani fiili dua eden zafere ulaşacaktır.
Bu husustaki iddialara karşı çıkan Katolik Kilisesi ise, modernizmin insanlığı fazlasıyla maddeci bir şekle büründürdüğünü hatırlatarak, “Modern dünyadan sıkılarak, yaşadığı ruhi çıkmazın çözüm kaynağını dini inançlarla aramaya başlayan bazı vatandaşların beyni modernizm tarafından o kadar yıkanmış ki, bu kişilerin hayalleri bile dünyevi figürlerle sınırlı kalmış. Dualarının kısa vadede cevaplandırılmadığını zannediyorlar. Halbuki duanın cevabı birkaç yoldan anlaşılabilir. Ayrıca dünya sonuçta ne de olsa bir imtihan meydanıdır.”
Evet, bütün manevi değerler gibi dua da yükselişte. İnsanoğlu fıtratına dönüyor. Rabbimiz, isteyene bir şekilde veriyor. Peygamberimizin buyurduğu gibi: “Kul, duasında üç şeyden birini almakta şaşmaz: Ya dua sayesinde günahı bağışlanır veya peşin bir mükafat alır, yahut ahirette karşılığını bulur.”
Kaynak: Zafer Derg., Temmuz 1997, sayı: 247, s. 16-18.