Eyüp Peygamber Eşine Dayak Atmaya Yemin mi Etmiş?
Eyüp kıssası Kur’an’da toplam 6 ayette anlatılır:
“Kulumuz Eyüp’ü de hatırla. Bir zamanlar Rabbine seslenmişti: “Şeytan bana dert ve azap dokundurdu.
Ey Eyüp! Ayağını yere vur / yola koyul! İşte bu hem yıkanılacak hem de içilecek soğuk su.
Katımızdan bir rahmet ve akıl sahipleri için bir ibret olarak, ona yanında yer alanları ve onlarla birlikte bir o kadarını daha bahşettik.
Ve eline bir deste al, onunla yola çık ve doğrudan sapma. Biz, onu sabredici bulduk. O ne iyi kuldu! O, her zaman Allah’a yöneldi.” (Kur’an, Sad [38] 41-44. Ayrıca: “Eyüp’ü de (an)! Hani Rabbine “Başıma bu dert geldi. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.” diye seslenmişti. Tarafımızdan bir merhamet ve kulluk edenler için bir hatırla(t)ma olmak üzere onun duasına cevap vermiş, kendisindeki sıkıntıyı gidermiş ve ona ailesini, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini (beklemediği diğer yakınlarını) daha vermiştik.” (Enbiya [21] 83-84).
Kur’an Eyüp Nebi kıssası ile ilgili sadece bu kadar bilgi vermektedir. Buna rağmen tefsirler bir sürü bilgiler aktararak, konuyu farklı bir alana taşımışlardır (Örnek olarak bkz. Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, İstanbul 1996, c. 7, 137-138; Fahruddin er-Razi, Tefsir-i Kebir Mefatihul-Gayb, İstanbul bty., c. 19, s. 88-93).
Bu anlatımlara göre Eyüp Nebi hastalığı sırasında eşine bir hatasından dolayı kızmış ve iyileştiğinde ona 100 değnek vurmaya yemin etmiş. Eyüp Nebi daha sonra pişman olmuş. Allah da ona çözüm olarak, eline 100 saptan oluşan bir demet alıp onunla eşine bir kere vurmasını önermiş. Yani bir tür Allah’ı “kandırma” girişimi olan hile-i şeriyyeyi önermiş. Böylece hem yeminini yerine getirmiş hem de eşine zarar vermemiş olacakmış. Fakat ateistler bu bilgilere dayanarak şöyle sormaktadırlar:
“Bir peygamber, eşine neden “yüz değnek” yemininde bulunur? Ne yapmıştır da kadın bu cezayı hak etmiştir? Ve madem sonra pişman oldu, neden hiç yokmuş gibi davranmak yerine, sembolik de olsa “vurmak” zorunda kalıyor?”
Oysaki ayetlerde görüldüğü gibi Allah Kur’an’da Eyüp Nebi kıssası ile hastalıklarla mücadele edenleri şifalı su (kaplıca, hidroterapi) ve bitkilere yani şifayı arayıp bulmaya yönlendirmiştir.
Sonuç olarak Kur’an’da Eyüp Nebi’nin anlattıkları, tefsirlerin aktarımları ile bambaşka bir alana kaydırılmıştır. Bu bilgiler de ne yazık ki ateistler tarafından çokça eleştirilmiştir.