

Siyasetteki Sağcı-Solcu Kavramlarının Kuran ile Bir Alakası Yoktur
Siyasetteki sağcı ve solcu kavramları, Fransız İhtilali’ne dayanır. Fransa’da 1789’da ihtilalden önce toplanan ve sonrasında da varlığını devam ettiren ana meclisteki meşrutiyetçiler, yani kralın yerinde kalmasını fakat bir meclisle yönetimi paylaşmasını savunanlar sağ tarafta oturuyorlardı. Solda ise kralın tarihe karışmasını arzulayan ve cumhuriyetin ilanını isteyenler oturuyorlardı.1
Kur’an’daki sağ ve sol kavramları Araplardaki “hayrın sağdan ve şerrin sol taraftan geldiği” anlayışıyla bağlantılıdır. Kur’an’daki “Ashâbul-yemîn” ve “Ashâbul-meymene” kavramları “sağcılar” anlamından çok, amel defterleri sağlarından verilenler / ahirette mutluluğa erenler / Allah’ın razı olduğu tavırları ve tutumları benimseyenler” anlamındadır. Yine “Ashâbuş-şimâl” ve “Ashâbul-meş’eme” tamlamaları ise “solcular” anlamından çok “bedbaht, mutsuz kimseler / kötülüğe batanlar / defterleri soldan verilenler” anlamındadır.
Dolayısıyla Kur’an’daki sağ ve sol ifadeleri doğrudan siyasi, ekonomik ve(ya) ideolojik bir işleve sahip değildir. Felsefi olarak bir siyasal rejimin destekçileri anlamındaki sağcılar ve karşıtları anlamındaki solculardan mütevellit sağcılık ve solculuk terimlerinin İslam ile bir ilgisi bulunmamaktadır.2