Kızılderililer İslam’ı Tanıyorlardı
Kızılderili kelimesinin Batı dillerindeki karşılığı Indians (İng.), Indianer (Alm.), Indios (İsp.), yani Hintlilerdir. Bunun sebebi, Hindistan’a gitmek için yola çıkan Kristof Kolomb’un Amerika Kıtası’na ayak bastığında burasını Hindistan zannetmesidir.
Kızılderililerin geleneksel silahları arasında ilk sırayı, ok ve yay alır. Yine at, göçebeliği yaşam biçimi haline getiren kabileler için son derece önemli bir araç ve statü, zenginlik göstergesiydi.
Özellikle at üzerinde yapılan dövüşlerde tercih edilen mızraklar, aynı zamanda törensel havası olan silahlardı. Yakın dövüş silahları arasında ise savaş baltası Tomahawk ve çeşitli biçimdeki bıçaklar öne çıkar.
Kızılderili kadını, kendi toplumunun büyük yaşam çemberinin tam ortasında yer alırdı. Birçok kabilede mallar kadına ait sayılırdı. Kadınlar, Cherokee’lerde (Çeroki) aktif olarak yönetim görevi alırdı. Kızılderili kadını topluluk içinde üstlendiği görev ne olursa olsun, bu görevi yerine getirme başarısına paralel olarak onurlandırılır ve mutlak saygı görürdü.
Kızılderili ritüel (ayin) ve gelenekleri bölgeden bölgeye, kabileden kabileye değişmekle birlikte ritüeller genellikle dualar, davul çalma ve ruhlar dünyasına armağanlar sunma gibi unsurları içerirdi.
1866 yılında vefat eden son büyük Cherokee reisinin adı, Ramazan İbn Wati’dir! New York’taki Cherokee Kızılderililerinden Mahir Abdürrezzak’ın (Abdal-Razzaaq), The Message dergisinde yayınlanan Kızılderililerin Köklerine Doğru başlıklı makalesinde Kızılderililer ve İslam’la ilgili ilginç bir bilgi bulunmaktadır:
“İlk Müslüman gezginler bizim topraklarımıza da uğradı. Bazıları uzun süre aramızda yaşadı. Bunlar tarih kitaplarında pek geçmediği için insanlarımızın çoğu bunu bilmez. Oysa 17 ile 19’ncu yüzyıllara ait pek çok antlaşma, kanun ve kararname, Müslümanların, Kızılderili toplulukları içindeki aktif varlığını açıkça ortaya koyuyor.
1787’de Cherokee Kızılderilileri ile beyazlar arasında Delaware Nehri yakınlarında imzalanan Barış ve Dostluk Antlaşması’nın altında, Abdulhak (Abdel-Khak) ve Muhammed ibn Abdullah imzaları da var.” (“Selamünaleyküm Cherokee,” 20).
Harvard Üniversitesi eski profesörü ve ABD Bilim Sanat Akademisi üyesi Barry Fell’in çalışmaları, Nevada, Colorado, New Mexico ve Indiana eyaletlerinde 7. ve 8. yüzyıllarda açılmış Müslüman okulları olduğunu, arkeolojik kazılarda ortaya çıkan bilimsel sonuçlara dayandırıyor.
ABD’deki İslam izleriyle ilgili bir diğer çarpıcı bilgi, 1787’de Boston’da 16 numaralı yol olarak adlandırılan yol yapım çalışmaları sırasında üzerinde ‘La ilahe illallah, Muhammedun Rasulullah’ yazan 9. ve 10. yüzyıla ait Semerkant (Özbekistan) parasının bulunmasıdır.
Ali el-Mesudi (896-956), 956 yılında yazdığı kitabında yer alan dünya haritasında Amerika kıtasına da yer vermiş ve burayı Ard e’l-Mechul (bilinmeyen yer) olarak isimlendirmiştir (Osman Şentürk, “Amerika’yı Kim Keşfetti?” 51-53).
Kızılderili Deyişleri
Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece ikimiz eşit oluruz.
Su gibi olmalıyız. Her şeyden aşağıda, ama kayadan bile kuvvetli.
Bir düşman çok, yüz dost azdır.
Yükün dürüstlük ise gücün belki düşer, ama başın düşmez!
Komşunun hakkında hüküm vermeden önce iki ay onun makosenleri (Kızılderili ayakkabısı) ile yürü.
Gözün ile değil, yüreğin ile hüküm ver.
Yanlışı gören ve önlemek için elini uzatmayan, yanlışı yapan kadar suçludur.
Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak…
Kaynakça
Fenomen Derg., Eylül 1998, sayı: 30, s. 39.
Mahir Abdal-Razzaaq, ‘‘Kızılderililer İslamiyet’i Tanıyordu,’’ çev. Abdullah Emiroğlu, Zafer Derg., Ekim 1997, sayı: 250, s. 27.
Osman Şentürk, ‘‘Amerika’yı Kim Keşfetti?’’ Altınoluk Derg., Haziran 1998, s. 51-53.
“Selamünaleyküm Cherokee,” Yeni Şafak Gzt., 29 Mayıs 1998, s. 20.