Ahmet Ürgüplü.
1700’lü yıllardan itibaren, sınır boylarından uzak denizlere, hemen her yerden yeni haberlerin geldiği Osmanlı Devleti’nde, donanmanın sefer hazırlıklarına başlaması, tükenen ümitlerin yeniden filizlenmesine vesile olurdu.
Sefere çıkmadan önce Eyüp Sultan Camii’nde donanma ve ordunun muzafferiyeti için dualar edilirdi. Daha sonra, Piri Reis zamanından beri devam etmekte olan geleneğe uygun olarak, her türlü belânın def’i için gemi adedince Mushaf-ı Şerifler bir sargı içine konularak kenarları dikilirdi. Dikişten sonra bu paketler, balmumuna batırılır, iki rekât namaz kılınarak Fâtiha Sûresi eşliğinde gemilerin en yüksek yeri olan grandi direğinin tepesine çekilirdi.
Gemilere imam ve papaz tayini
Sefere çıkan Donanma-yı Hümâyûn’un hemen hemen bütün gemilerinde kâtip, fotoğrafçı (1830’lardan itibaren), eczacı ve hekimlerin yanında bir de imam görev yapardı. İlk defa 3. Selim döneminde çıkarılan bir kanunnâme ile gemilerde vazifelendirilen bu imamlar, vakit namazlarını kıldırmanın yanında, askere dualar ettirir, dinî ve ahlâkî bilgiler vererek onların mânevîyatlarının sürekli yüksek olması için gayret gösterirlerdi. Alay imamları gibi, ulemadan seçilen gemi imamları da bilgilerine göre sınıf-ı evvel, sınıf-ı sânî ve sınıf-ı sâlis gibi gruplara ayrılırdı. 2. Abdülhamid’in, bütün mürettebatın namazlarını toplu olarak kılmaları ve ardından ‘zafer duası’nı okumaları hususundaki hassasiyeti mucibince, Bahriye’de vazife yapan imamların sayısı kısa sürede artırılmıştı. Bahriye Nezareti’nin de bu hususla ilgili olarak gemi kaptanlarına gönderdiği tâlimâtta “Her hâl ve mahalde farz ibadetlerin hüsn-i îfâsına dikkat ve riayet etmek lâzıme-i İslâmiye ve insaniye olduğundan, umûm gemi mürettebatının beş vakitte farz namazlarını cemaatle îfâ eylemelerine dikkat olunacaktır.” şeklinde ikazda bulunduğu görülür. .Gemi imamları, her gün sabah ezanından bir saat evvel uyanırlar, abdestlerini alıp hazırlıklarını yaparlar ve sesi güzel olan bir eri, pruva çanaklığına çıkararak sabah ezanını okuturlardı. Mürettebat hava müsaitse güvertede, değilse top ambarında namaz için toplanırdı. Bu esnada imam, seyir subayından veya yardımcısından kıble istikametini öğrenir ve eda edilecek sabah namazı süresince rotanın aynı kalmasını rica ederdi. .Osmanlı bahriyesinde vazife yapan Müslüman mürettebatın yanı sıra, Hristiyan mürettebatın da dinî vazifelerini yapmaları maksadıyla -zaman zaman geri dönmeseler de- gemiden ayrılarak kiliselere gitmelerine müsaade edilmiştir. Hattâ 1847’de Sultan Abdülmecid’e, Kaptan Paşa tarafından verilen bir arizada, donanmada görev yapan Hristiyan teb’anın açık denizlerde ibadetlerinden geri kalmamaları için gemilere papaz tâyin edilmesi istenmiştir.
.…
.Dipnotlar
1. DMA., Arşiv Belge No: 509102.
2. Çetinkaya Apatay, Ertuğrul Fırkateyni’nin Öyküsü, istanbul 1997, s.106.
3. Çetinkaya Apatay, Ertuğrul Fırkateyni’nin Öyküsü, s.106.
4. Mustafa Birol Ülker, “Osmanlı’dan Cumhuriyete Askerî İmamlar,” Tarih ve Medeniyet, Nisan 1999, s.61.
5. Mustafa Birol Ülker, “Osmanlı’dan Cumhuriyete Askerî İmamlar,” s.61.
6. Çetinkaya Apatay, Ertuğrul Fırkateyni’nin Öyküsü, s.108.
7. Bu konuda geniş bilgi için bkz, Ali İhsan Gencer, “Harp Gemilerine Papaz Tayini Meselesi”, İÜEF. Yay., istanbul 1981. 8. Şakayık-ı Nu’maniyye Tercümesi, s.127. 9. Şihab-ı Bahr?, Seyir Defteri.
.
Fotoğraf: http://www.osmanlidonanmasi.com/wp-content/uploads/2014/03/slider2-440×295.jpg