Uydurma Hadislerden Seçmeler
Burada, uydurma olan hadislerden bazılarına yer verildi. Bu yer verilen rivayetlerin birçoğu, halk arasında çokça bilinenlerdendir.
Bu hadisler, faydalanılan kitaplara göre sıralanmıştır. İlgili rivayetlerin neden ve kime göre uydurma sayıldığı bilgilerine yer verilmemiştir. İlgilenenler, o kitabı edinip ifade edilen sayfa numarasından kolayca faydalanabilirler. Rivayetlerin arkasında köşeli parantez içindeki rakam, sayfa numarasını ifade etmektedir.
Harun Ünal, Uydurma Hadisler, Mirac Yay., I, İstanbul 2007.
“Arab’ın adaletini istemektense, Tür’kün zulmü daha iyidir.” [172].
“Ben bilinmeyen (gizli) bir hazine idim. Bilineyim istedim. Böylece halkı, insanları yarattım, kendimi onlara tanıttım, onlar da beni tanıdılar.” [133].
“Ben ilmin şehriyim, Ali de bu şehrin kapısıdır.” [111].
“Bir kimse âşık olsa, iffetini korusa ve sonra da bu halde ölse şehit olarak ölür.” [122].
“Doğrusu insanlar kıyamet gününde babalarının adıyla değil, annelerinin adıyla çağrılacaklardır.” [215].
“Dört şey var ki, dört şeye doymaz. Toprak yağmura, dişilik organı erkeklik organına, göz bakmaya ve alim ilme doymaz.” [93].
“Habibim eğer sen olmasaydın, eğer sen olmasaydın, bu varlıkları yaratmazdım.” [87].
“İşlerde şaşkınlığa düştüğünüzde hemen kabir ehlinden yardım isteyin.” [187].
“Kalp, Allah’ın evidir.” [96].
“Katışıksız, samimi aşk günahlara kefarettir.” [124].
“Kendini bilen kesinlikle Rabb’ini de bilir.” [180].
“Kim her Cuma baba ve annesinin veya bunlardan birisinin kabirlerini ziyaret ederse, o bağışlanır ve arınmışlardan olur.” [167].
“Kim kabrimi ziyaret ederse, kesinlikle ona şefaat etmem vacip olur.” [163].
“Kur’an hamillerine karşı saygılı olun, ikramda bulunun. Çünkü onlara ikramda bulunan kimse bana ikram etmiş olur. Bana ikramda bulunan kimse de Allah’a ikram etmiş olur.” [143].
“Namaz dinin direğidir.” [104].
“Ne yarattığım gök ve ne de arzım beni ihata etmedi, ancak beni Mü’min kulumun kalbi ihata etti.” [97].
“Ölülerinizi Salihler arasında defnedin, gömüm. Çünkü nasıl ki hayatta olan bir kimse kötü komşusundan dolayı eza çekerse, tıpkı bunun gibi ölü de kötü komşudan eza çeker.” [184].
“Rasul Rabbinden anne ve babasını diriltmesini istemiş, Allah da her ikisini de onun için diriltmiş. Sonra ikisi de Peygamber’e iman etmişlerdir. Sonra da Allah her ikisinin de canlarını almıştır.” [198].
“Ümmetimin alimleri, İsrailoğularının peygamberleri gibidir.” [138].
“Vatan sevgisi imandandır.” [79].
***********************************************************************************
Harun Ünal, Uydurma Hadisler, Mirac Yay., II, İstanbul 2007.
“Allah’ım! Biz bir kuraklık olduğunda/bir kuraklık yaşadığımızda, sana Peygamberimizi vesile/aracı kılardık. Şimdi ise o aramızda yok. Biz şu anda peygamberimizin yaşayan amcasını, Abbas’ı vesile/aracı kılıyoruz. Bize yağmur ver.” [122].
“Cünüp kimse olsun, aybaşı olan kadın olsun Kur’an’dan bir şey okuyamazlar, okumasınlar.” [7].
“Doğrusu dünya bir kayanın üzerindedir, kaya da bir öküzün boynuzları üzerindedir. Öküz boynuzlarını hareket ettirince, taş da sallanır, bunun üzerine de yeryüzü harekete geçer, yani deprem olur.” [144].
“Dünya bir cifedir, onun peşine takılanlar da köpeklerdir.” [219].
“Kendisine şeyh edinmeyenin şeyhi şeytandır.” [95].
“Kim benim için Vesile isterse, ona şefaat etmem helal olur.” [121].
“Kim şu işimizde, dinimizde olmayan bir şeyi ortaya koyarsa, işte o şey ret olunmuştur, geri çevrilmiştir.” [98].
“Kişi konuşurken aksırışa veya yanında biri aksırırsa bu, onun doğruluğunun delilidir.” [167].
“Mescidi hayızlı ile cünübe helal kılmıyorum.” [33].
“Sofralarınızın üzerine yeşillik koyun, çünkü bu sofradan şeytanı uzaklaştırır.” [168].
“Üç şey var ki, gözün gücünü arttırır: Yeşile bakmak, akarsuya bakmak ve bir de güzel yüze bakmak.” [171].
***********************************************************************************
Prof. Dr. Enbiya Yıldırım, Hadis Problemleri, 4. bsk., Rağbet Yay., İstanbul 2011.
* Abdest azalarını yıkarken okunan dualara dair tüm hadisler asılsızdır [178].
* Abdest esnasında boynu meshetmeye dair sahih hadis yoktur [178].
* Akik yüzük taşımaya dair hadisler [206].
* Ali ibn Ebu Talip’in Haber Savaşı’nda kale kapısını kaldırdığıyla ilgili hadisler sahih değildir [220].
* Âsa (baston) taşımayı teşvik eden sahih hadis yoktur [206].
* Duadan sonra elleri yüze sürmek hususundaki hadisler zayıftır [182].
* Eti bıçakla kesmekten nehyeden hadislerin aslı yoktur [231].
* Gülün Peygamberimizin veyahut ta Burak’ın terinden yaratıldığına dair rivayetler mevzudur [234].
* Güneşte ısıtılmış suyun kullanılmasını nehyeden sahih bir hadis yoktur [212].
* Hızır’ın hayatta olduğuna dair haberlerin hepsi mevzudur, asılsızdır [194].
* Huruf-u mukattaa ile ilgili sahih bir hadis yoktur [171].
* İmanın artması ve eksilmesiyle, onun söz ve amel olduğuyla ilgili hadisler mevzudur [170].
* İstihaze kanı gören kadının her vakit gusül almasına dair hadisler zayıftır [205].
* Kına ve faziletiyle ilgili hadisler sahih değildir [207].
* Kırk hadis öğretmenin faziletiyle ilgili pek çok rivayet bulunmasına rağmen hepsi de zayıftır [200].
* Kulak çınlamasıyla ilgili tüm hadisler mevzudur [250].
* Mercimeği, pirinci, baklayı, patlıcanı, narı, kuru üzümü, hindibayı, pırasayı, karpuzu, havucu, peynir ve keşkeği öven hadisler baştan aşağı yalandır [233].
* Muaviye’nin fazileti ve zemmiyle ilgili hadisler mevzudur [220].
* Mürcie, Cehmiyye, Kaderiyye, Eşariyye, Rafiziler ve Haricilerle ilgili sahih bir rivayet yoktur [227].
* Peygamberimiz’in doğumuyla, dünyada meydana gelen harikuladelikleri anlatan rivayetler mevzudur. Kisra’nın sarayının çökmesi gibi [174].
* Peygamberimizin hafi zikri Sevr Mağarası’nda Hz. Ebu Bekir’e öğrettiğine dair rivayetin aslı yoktur [191].
* Peygamberimizin tırnaklarını hangi sırayı takip ederek ve hangi gün kestiğine dair sahih bir rivayet yoktur [211].
* Rabıtayla ilgili bir hadis yoktur [191].
* Ramazan’da orucu kasten yiyenin kefaret olarak ne yapacağı hususunda sabit bir hadis yoktur [189].
* Rüyaların kadınlara anlatılmasından nehyeden hadisler mevzudur [203].
* Salihler anıldığında rahmetin ineceğine dair Peygamberimizden nakledilen hadisin aslı yoktur [191].
* Sarıkla kılınan namaz ve sarıksız kılınan 25 namaza denktir, sarıkla kılınan Cuma namazı sarıksız 70 Cuma namazına eşittir, sarıkla namaz kılmakta on bin sevap vardır gibi fazilet bildiren hadislerin tamamı mevzudur [180].
* Satranç oynamaktan nehyeden sahih bir rivayet yoktur [238].
* Şarkıcının şarkısıyla ve onu dinleyenin kalbinde nifak oluşacağıyla ilgili sahih bir rivayet yoktur [237].
***********************************************************************************
Aliyyü’l-Kari (Ali bin Sultan Muhammed el-Kari el-Herevi, Uydurma Olduğunda İttifak Edilen Hadisler, çev. Halil İbrahim Kutlay, İnkılab Yay., İstanbul Eylül 2006.
“Adem henüz su ile toprak arasında -yani çamur halinde- iken ben Peygamber idim.” (H.no: 234, s.203).
“Aklı olmayanın dini yoktur.” (H.no: 398, s.291).
“Alim ve talebesi bir kasabaya uğradıklarında Allah Teala bu kasabaın mezarlığından 40 gün azabı kaldırır.” (H.no: 57, s.91).
“Alimin mürekkebinin bir damlası, Allaha yüz şehidin kefeninin terinden daha sevimlidir.” (H.no: 386, s.284).
“Alimleri ziyaret eden kimse, sanki beni ziyaret etmiş gibi olur. Alimlerle musafaha eden kimse sanki benimle musafaha etmiş gibi olur. Alimlerle oturan kimse sanki benimle oturmuş gibi olur. Dünyada benimle beraber olan kimse, Kıyamet gününde benim yanıma oturtulur.” (H.no: 335, s.257).
“Araplar, Arap olmayanların efendileridir.” (H.no: 191, s.174).
“Ashabıma sövmek, affolunmayacak bir günahtır.” (H.no: 151, s.153).
“Az sadaka, çok belayı engeller.” (H.no: 172, s.162).
“Bana sizin dünyanızdan (üç şey) kadınlar ve güzel koku sevdirildi. Namaz gözümün nuru kılındı.” (H.no: 103, s.123).
“Bana ümmetimin amelleri arz edildi. Onların arasında makbul amel de makbul olmayan amel de gördüm. Bana getirilen salavat müstesna.” (H.no: 192, s.174).
“Ben bilinmeyen bir hazine idim. Bilinmeyi istedim. Mahlukatı yarattım. Kendimi onlara tanıttım. Onlar da beni tanıdılar.” (H.no: 232, s.201).
“Bir mümini sevindiren Allah’ı sevindirmiş olur. Bir mümine saygı gösteren Allah’a tazim etmiş olur. Bir mümine ikram eden Allah’a ikram etmiş olur.” (H.no: 339, s.259).
“Bir saat tefekkür, bir sene ibadettin daha hayırlıdır.” (H.no: 94, s.113).
“Dünya ahiretin tarlasıdır.” (H.no: 135, s.140).
“Fakirlik benim övüncümdür. Ben fakirlikle iftihar ederim.” (H.no: 207, s.183).
“Gül, Hz, Peygamber’in terinden -veya Burak’ın terinden- yaratıldı.” (H.no: 71, s.98).
“Hastanın inlemesi tesbih, bağırması tekbir, nefesi sadaka, uykusu ibadet, bir taraftan diğer tarafa dönmesi Allah yolunda cihaddır.” (H.no: 299, s.235).
“Her bidat sapıklıktır. İbadetteki bidat müstesna.” (H.no: 226, s.194).
“İbadetlerin en faziletlisi, en zor olanıdır.” (H.no: 33, s.79).
“İnsanlar uykudadırlar. Ölünce uyanırlar.” (H.no: 377, s.279. Hz. Ali’nin sözlerindendir).
“Kabir ne güzel hısımdır.” (H.no: 384, s.283).
“Kalp, Rabbin evidir.” (H.no: 217, s.188).
“Kulun her sözünde istisna etmesi -yani inşaallah demesi- onun imanının kamil olduğunun alametidir.” (H.no: 66, s.95).
“Müminin artığı şifadır.” (H.no: 144, 150, s.146, 153).
“Müminin tükürüğü şifadır.” (H.no: 144, s.146)
“Müzik, zinanın nağmesidir.” (H.no: 203, s.180).
“Nafilelerinizi güzelce eda edin ki, farzlarınızdaki eksiklikler bunlarla tamamlansın.” (H.no: 113, s.129).
“Nefsini bilen, Rabbini bilir.” (H.no: 349, s.266).
“Ölmeden önce ölünüz.” (H.no: 373, s.277).
“Ölü kendi evinde 7 gün ateş (mum) yakıldığını görür.” (H.no: 69, s.96).
“Patlıcan ne niyetle yenilirse o gerçekleşir.” (H.no: 75, s.101).
“Sarıkla kılınan bir namaz, sarıksız kılınan 25 namaza eşittir….” (H.no: 177, s.166).
“Sen olmasaydın ben bu kâinatı yaratmazdım.” (H.no: 255, s.212).
“Şarkı söyleyene de dinleyene de Allah lanet etsin.” (H.no: 240, s.206).
“Ümmetim yetmiş küsur fırkaya ayrılacak. Bir fırka dışında hepsi cennete gidecektir…” (H.no: 92, s.111).
“Ümmetimin alimleri, İsrailoğulları Peygamberleri gibidir.” (H.no: 196, s.175).
“Vatanı sevmek imandandır.” (H.no: 106, s.126).
“Yüzükle kılınan namaz, yüzüksüz kılınan 70 namaza eşittir.” (H.no: 176, s.165).
“Zahmet rahmettir.” (H.no: 146, s.147).
“Zaruretler, haramları mübah kılar.” (H.no: 182, s.169).
***********************************************************************************
İmam eş-Şevkani, el-Fevaid el-Mecmua fi’l-Ehadis el-Mevdua – Mevzu Hadisler, çev. Mehmet Emin Akın, Medarik Yay., Ankara Nisan 2006.
“Abdest üzerine abdest nurdur.” (Taharet Kitabı 25, s. 220).
“Ali yeryüzünün en hayırlısıdır.” (Dört Halife 51, s.444).
“Alimin yüzüne bakmak ibadettir.” (İlmin Faziletleri 52, s.405)
“Alimlerin mürekkebi, şehidlerin kanından daha faziletlidir.” (İlmin faziletleri 53, s. 405).
“Allah hafaza meleklerine vahyeder: Kullarımın oruçlu olanlarına ikindiden sonra hiçbir günah yazmayın, der.” (Oruç Kitabı 20, s. 278).
“Allah’a en hoş gelen amellerden birisi de, müminin kalbine sevinç koymaktır.” (Zekat, Nafile, Hediye ve Ziyafet Kitabı 61, s. 273).
“Allah’ın arşı çevresindeki kelamı Farsça’dır. Allah yumuşak bir emri vahyedeceğinde bunu Farsça yapar. İçinde şiddet olan bir işi vahyedeceğinde ise onu Arapça olarak vahyeder.” (Kur’an’ın Faziletleri 55, s. 420).
“Allah’ın nebisi tek rekat namaz kılmaktan alıkoydu.” (Namaz Kitabı 51, s. 235).
“Allah’ın Rasulü ümmetinin çirkin kadınlarının rızıklarının bol olması için dua etti.” (Nikah Kitabı 12, s. 298).
“Azı dişinin ağrısını Nebi’ye şikayet eden birsine, ‘Ona Kur’an oku ve üzerine hurma ye’ dedi.” (Kur’an’ın Faziletleri 50, s. 419).
“Bana salat getirmek, köle azat etmekten daha faziletlidir.” (Nebinin Faziletleri 35, s.429).
“Ben hikmet eviyim, Ali ise onun kapısı.” (Dört Halife 52, s.444).
“Ben ilmin şehriyim, Ali ise onun kapısıdır. Kim ilmi istiyorsa kapıya gelsin.” (Dört Halife 53, s.445).
“Ben nebilerin yaratılmış olarak ilkleri, peygamber olarak gönderilişte ise en sonuncusuyum.” (Nebinin Faziletleri 19, s. 428).
“Benden bir hadis rivayet edildiğinde onu Allah’ın kitabına arz edin. Eğer uyarsa kabul ediniz, uymazsa reddediniz.” (İlmin faziletleri 70, s.407).
“Benim ümmetimden iki kişi namaza kalkarlar. O ikisinin rükuları ve secdeleri birdir. Ancak ikisinin namazları arasında gök ile yer arasındaki mesafe kadar bir fark vardır.” (Namaz Kitabı 48, s. 234).
“Beş şey vardır ki oruçlunun orucunu ve abdesti bozar; Yalan, söz taşımak, gıybet, şehvetle bakma, yalan yemin.” (Oruç Kitabı 25, s. 280).
“Bir kadın Allah’ın Resulünün yanına O’na bir şey sormak için gelir, bir süre oturduktan sonra kalkar. Bir adam o kadının kalktığı yere oturmak ister. Rasulullah onu o yere oturmaktan alıkoyar. Ta ki yeri soğusun da ondan sonra oraya otursun.” (Nikah Kitabı 2, s. 295).
“Bir saat düşünmek, bir yıllık ibadetten daha hayırlıdır.” (Edeb Kitabı 94, s.380).
“Biriniz karısı veya cariyesiyle cima ettiğinde, fercine bakmasın. Zira bu körlüğe sebep olur.” (Nikah Kitabı 30, s. 301).
“Biz zahire (göre) hükmederiz.” (Hüküm Kitabı 2, s. 349).
“Bu nikahı ilan edin ve onu mescidlerde kıyın ve onu -ilan- için de def çalın.” (Nikah Kitabı 20, s. 299).
“Cemaat rahmet, ayrılık azaptır.” (Muhtelif Konular 85, s.554).
“Cennet ehlinin dili Arapçadır. Sema ve mevkıf (mahşer) ehlinin de dili Arapçadır.” (Edeb Kitabı 14, s 363).
“Cömerdin günahını görmezlikten geliniz. Zira Allah, her tökezlediğinde onun elinden tutar.” (Zekat, Nafile, Hediye ve Ziyafet Kitabı 40, s. 270).
“Dilenci sana bir at üzerinde bile gelip ellerini açmışsa, bir hurmanın yarısıyla da olsa onun hakkı vacip olmuştur.” (Zekat, Nafile, Hediye ve Ziyafet Kitabı 15, s. 262).
“Dilenciye, at üzerinde bile gelse veriniz.” (Zekat, Nafile, Hediye ve Ziyafet Kitabı 14, s. 262).
“Dünyanızdan bana; kadınlar, güzel koku ve gözlerimin sevinci olan namaz sevdirildi.” (Nikah Kitabı 23, s. 300).
“Emzikli çocuklar, belleri bükülmüş yaşlılar, yaylım hayvanları olmasa, üzerinize azabı dökerek indirirdim.” (Muhtelif Konular 109, s.557).
“Erkek cima ettiğinde, sanki bir oğlu Allah yolunda savaşmış ta, sonra ölmüş gibi kendisine ecir yazılır.” (Nikah Kitabı 34, s. 303).
“Eti bıçakla kesmeyiniz, zira bu Acemlerin yaptıkları şeylerdendir.” (Yiyecekler ve İçecekler Kitabı 40, s. 328).
“Evlenin fakat boşanmayın. Çünkü boşanmaya karşı arş titrer.” (Boşanma Kitabı 1, s. 309).
“Evlinin kıldığı iki rekat namaz, bekarın kıldığı yetmiş rekattan daha faziletlidir.” (Nikah Kitabı 4, s. 296).
“Ey Ali! Tuz yemeye bak. Çünkü o, 70 hastalığın bazısına şifadır.” (Yiyecekler ve İçecekler Kitabı 22, s. 325).
“Göz değmesi (nazar) haktır, o, deveyi tencereye insanı kabre koyar.” (Edeb Kitabı 165, s.388).
“Günahtan tevbe eden, günah işlememiş gibidir.” (Edeb Kitabı 84, s. 379).
“Hangi şehirde ezan çok olursa oranın soğuğu az olur.” (Namaz Kitabı 13, s. 227).
“Hayrı güzel yüzlü olanların yanında arayın.” (Zekat, Nafile, Hediye ve Ziyafet Kitabı 20, s. 263).
“Helada abdest almayınız. Zira müminin abdesti hasenatıyla beraber tartılacaktır.” (Taharet Kitabı 35, s. 222).
“Her şeyin zekatı vardır, cesedin zekatı da oruçtur.” (Oruç Kitabı 11, s. 277).
“Hiçbir nebi olmasın ki, ölüp de kabrinde 40 gün bekledikten sonra ruhu ona geri iade edilmiş olmasın.” (Nebinin Faziletleri 17, s. 427).
“İki su vardır ki, onunla cenabetten yıkansa bile kurtulamaz; deniz suyu ve hamam suyu.” (Taharet Kitabı 4, s. 216).
“İlim Çin’de de olsa arayın. Zira ilmi talep etmek her Müslümana farzdır.” (İlmin Faziletleri 1, s. 395). [Ayrıca İbnu’l-Cevzi, ebu’l-Ferec (597), Kitabu’l-Mevcduat, I, 215-216, Medine 1386/1966].
“İnsanlar uykudadır ölünce uyanırlar.” (Edeb Kitabı 118, s. 383).
“Kabak yiyiniz, zira o aklı artırır ve beyni büyütür.” (Yiyecekler ve İçecekler Kitabı 24, s. 325).
“Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur.” (Edeb Kitabı 196, s. 392).
“Kadına itaat etmek pişmanlıktır.” (Nikah Kitabı 32, s. 302).
“Kardeşine başına gelenden dolayı sevindiğini izhar etme, oyksa Allah ona şifa verir, seni ona müptela eder.” (Edeb Kitabı 179, S.390).
“Kırbacı ev halkının görebileceği bir yere asınız. Bu, onları edeplendirmek için daha iyidir.” (Nikah Kitabı 61, s. 307).
“Kim Allah’ın rızasını dileyerek Yasin suresinin okursa, günahları bağışlanır.” (s.413).
“Kim Allah’tan korkarsa, her şey ondan korkar.” (Edeb Kitabı 86, s. 379).
“Kim âşık olursa, bunu takdir eder ve iffetli olursa ve bunu gizler ve sonradan ölürse, o şehiddir.” (Edeb Kitabı 114, s. 383).
“Kim aşure günü oruç tutarsa, kendisine on bin meleğin sevabı verilir.” (Oruç Kitabı 33, s. 281).
“Kim bana yazdığı bir yazıda (kitapta) salat getirirse, adım o kitapta olduğu sürece melekler ona istiğfarda bulunur.” (Nebinin Faziletleri 42, s.430).
“Kim beni severse, Ali’yi de sevsin. Kim Ali’ye buğz ederse, bana buğz etmiştir. Kim de bana buğz ederse, Allah’a buğz etmiştir. Kim de Allah’a buğz ederse, cehenneme girer.” (Dört Halife 102, s.463).
“Kim benim kabrimi ziyaret ederse, benim şefaatim ona vacip olur.” (Hac Kitabı 35, s. 293).
“Kim benim kabrimin yanında bana salat getirirse, onu duyarım. Kim de bana uzak bir yerden bana salat getirirse, Allah onu bana ulaştıracak bir meleği görevli kılar ve onun dünya ve ahiret işini üstüne alır. Ben de ona şefaatçi olurum.” (Nebinin Faziletleri 15, s. 427).
“Kim bir çocuğu ‘La ilahe illallah’ deyinceye kadar büyütürse, Allah onu hesaba çekmez.” (Zekat, Nafile, Hediye ve Ziyafet Kitabı 35, s. 268).
“Kim bir kadının kötü ahlakına sabrederse, kendisine Firavun’un kadını Asiye’nin ecri vardır.” (Nikah Kitabı 51, s.306).
“Kim bir kardeşinin ihtiyacını görmek ihtiyacını gayret ederse, onun geçmiş ve gelecek günları bağışlanır.” (Zekat, Nafile, Hediye ve Ziyafet Kitabı 63, s. 273).
“Kim bir kavme benzerse, o da onlardandır.” (Edeb Kitabı 108, s.382).
“Kim bir Yahudi veya Nasraninin elini sıkarsa abdest alsın, elini yıkasın.” (Taharet Kitabı 8, s. 217).
“Kim bir zımmiye eziyet ederse, kıyamet günü onun hasmı ben olacağım.” (Cihad Kitabı 31, s. 359).
“Kim cemaatle sabah namazı kılarsa, sanki Adem’le beraber 50 hac yapmış gibidir.” (Namaz Kitabı 67, s. 239).
“Kim cumartesi günü dört rekat namaz kılar ve her rekatta bir kez Fatiha ve 25 kez de İhlas suresini okursa, Allah onun cesedini cehenneme haram kılar.” (Namaz Kitabı 87, s. 248).
“Kim hacca gelirken, hacı olsun, umreci olsun, bu yolda ölürse, ne cehennem ateşine arz olunur ve ne de hesaba çekilir, kendisine cennete gir denilir.” (Hac Kitabı 21, s. 290).
“Kim her Cuma günü bana 40 kez salat getirirse, Allah onun 40 yıllık günahlarını siler. Kim de bana bir kez salat getirir de, bu da ondan kabul edilirse, Allah onun 80 yıllık günahlarını siler.” (Nebinin Faziletleri 40, s. 430).
“Kim kınalı olarak kabre girerse, nekir ve münker ona soru sormaz.” (Hidab (Kına) Kitabı 1, s. 345).
“Kim Kur’an’ı öğrenir ve ezberlerse, Allah onu cennete koyar ve ailesinden cehenneme girmesi hak etmiş 10 kişiye şefaatçi kılar.” (Kur’an’ın Faziletleri 28, s.416).
“Kim öğleden önce dört rekatı sürekli kılmazsa şefaatime eremez.” (Namaz Kitabı 126, s. 256).
“Kim satranç oynarsa o lanetlenmiştir.” “şirk işlemiştir.”(Hadler Kitabı 28, s. 354).
“Kimin yanında verecek bir sadakası yoksa, Yahudileri lanetlesin. Çünkü bu sadaka sayılır.” (Zekat, Nafile, Hediye ve Ziyafet Kitabı 17, s. 262).
“Kişi sevdiğinin dini üzeredir. Sizden biriniz kimi dost edindiğine dikkat etsin.” (Edeb Kitabı 144, s. 386).
“Kişinin kardeşinin artığından içmesi, alçak gönüllülüğündendir.” (Yiyecekler ve İçecekler Kitabı 71, s. 337).
“Kul mescide tükürmek istediğinde mescidin direkleri titrer…” (Namaz Kitabı 43, s. 233).
“Meclislerinizi bana salat getirmekle süsleyiniz. Zira sizin bana salat getirmeniz, kıyamet günü sizin için nurdur.” (Nebinin Faziletleri 33, s. 429).
“Mercimek yemeye bakınız çünkü o mübarektir. Zira o kalbi yumuşatır ve kanı artırır.” (Yiyecekler ve İçecekler Kitabı 23, s. 325).
“Misvakla kılınan bir namaz, misvaksız kılınan yetmiş namazdan hayırlıdır.” (Taharet Kitabı 22, s. 220).
“Müezzin ezan okumaya başlayınca Allah elini, onun başının üzerine kor.” (Namaz Kitabı 24, s. 230).
“Müminin abdest aldığı sudan içmek, 70 hastalığa şifadır.” (Edeb Kitabı 168, s. 389).
“Müminin ferasetinden korkunuz ki, zira o Allah’ın nuruyla bakar.” (Edeb Kitabı 77, s.376).
“Müminin niyeti, amelinden daha hayırlıdır.” (Edeb Kitabı 83, s. 379).
“Namaz dinin direğidir. Kim onu terk ederse dinini yıkmış olur.” (Namaz Kitabı 49, s. 234).
“Nebi saçını sık sık yağlardı ve sakalını tarardı.” (Hidab (Kına) Kitabı 14, s. 348).
“Nebi şöyle dedi: Allah şarkıyı ve şarkıcıyı lanetledi.” (Edeb Kitabı 112, s. 382).
“Oruç tutun, sıhhat bulursunuz.” (Oruç Kitabı 10, s. 277).
“Ölü, kötü olan komşusundan eziyet görür. Tıpkı canlının kötü komşudan eziyet gördüğü gibi.” (Edeb Kitabı 186, s.391).
“Ölülerinizin kefenlerini güzelleştirin. Zira onlar kabireride birbirlerini ziyaret ederler.” (Edeb Kitabı 199, s.393).
“Sadakayı erkenden veriniz. Zira bela sadakayı geçemez.” (Zekat, Nafile, Hediye ve Ziyafet Kitabı 7, s. 260).
“Sarık sarmaya çalışınız. Zira o meleklerin simasıdır. Onu, omuzlarınızın gerisine sarkıtınız.” (Giyim ve Yüzük Takma Kitabı 5, s. 339).
“Sarıkla kılınan bir namaz 25 namaza, sarıkla kılınan bir cuma namazı 70 cuma namazına denktir.” (Giyim ve Yüzük Takma Kitabı 3, s. 339).
“Sen olmasaydın (sen olmasaydın) felekleri yaratmazdım.” (Nebinin Faziletleri 18, s. 428).
“Su 40 kulaca vardığında pislik taşımaz.” (Taharet Kitabı 5, s. 216).
“Sultan, Allah’ın yeryüzünde gölgesi ve mızrağıdır.” (Cihad Kitabı 9, s. 356).
“Süleyman’ın yüzüğünün nakışında, ‘La ilahe illallah, Muhammed Rasulullah’ yazılıydı.” (Muhtelif Konular 73, s.550).
“Şarkı ve eğlence kalpte nifaka sebep olur. İkisi suyun ot bitirdiği gibi, kalpte nifakı bitirir.” (Edeb Kitabı 110, s. 382).
“Şu kimselere şefaatçi kılındım; anneme, amcam Ebu Talib’e ve emzikten kardeşime.” (Nebinin Faziletleri 6, s. 425).
“Ümmetimden sakallarını hilalleyenler ne güzeldir.” (Taharet Kitabı 21, s. 220).
“Yasin okuyun, zira onda on bereket vardır.” (Kur’an’ın Faziletleri 47, s. 418).
“Yaşlılara saygınlık gösteriniz. Zira yaşlıların saygısı Allah’a saygıdır.” (Muhtelif Konular 56, s.543).
“Yemeğe üflemek bereketi götürür.” (Yiyecekler ve İçecekler Kitabı 8, s. 322).
“Yüzükle kılınan bir namaz, yüzüksüz kılınan 70 namazdan daha üstündür.” (Giyim ve Yüzük Takma Kitabı 21, s. 343).
***********************************************************************************
Mevzu Hadisler, Abdülfettah Ebu Gudde, çev. Enbiya Yıldırım, İnsan Yay., 3. bsk., İstanbul Temmuz 2003.
“Mercimek yiyin. Çünkü o, mübarektir, kalbi yumuşatır, göz yaşını çoğaltır. Yetmiş peygamberin diliyle mukaddes kabul edilmiştir.”
“Patlıcan ne niyetle yenirse ona şifadır.”
“Horoza sövmeyin, çünkü o benim dostumdur. İnsanoğulları onun sesinde ne olduğunu bir bilse, tüy ve etini altınla satın alırlardı.”
“Bu iş (hilafet) Abbasoğullarına geldiği zaman, İsa bin Meryem veya Mehdi’ye teslim edene dek onlardan çıkmaz.” (s. 55).
Kıssacıların uydurdukları mevzu hadislerden bazı örnekler:
“Allah la ilahe illallah diyenin her kelimesinden, gagası altından, tüyleri mercandan olan… bir kuş yaratır.”
“Cennette bir ağaç vardır. Yukarısından güzel elbiseler çıkar. Altından da altın, inci ve yakuttan semeri olan, büyük ve küçük abdest bozmayan, kanatlı atlar çıkar. Bunların üzerine Allah’ın veli kulları biner ve onları diledikleri yerlere uçururlar…”
“Allah’ın Umare adlı yakut taşlarından, uzunluğu gözün görebildiği uzaklık miktarınca olan bir ata binmiş bir meleği vardır. Bu melek şehirleri dolaşır ve çarşılarda durup şöyle seslenir: Dikkat! Şu malın fiyatı artsın. Dikkat! Şu malın fiyatı ucuzlasın.”
Bu kıssacılardan bazısı hayret edilecek derecede küstahlık ve yalancılıkta yüzsüz ve son derece cesaretlidir. Hafız İbn Hibban’ın ‘Marifetu’l-Mecruhin’ adlı eserinde bu konuda aktardığı haberler az değildir.
“Rakka ile Harran arasında bulunan Bacervan şehrindeki Merkez Camii’ne girdim. Namazı bitirince cemaatten bir genç ayağa kalktı ve “Ebu Halife bize Ebu’l-Velid, Şube, Katade, Enes tarikiyle rivayet etti: Rasulullah şöyle buyurdular:
“Her kim bir Müslümanın ihtiyacın karşılarsa, Allah ona şu ecri verir…” deyip uzun süren bir hadisi zikretti.
Sözünü bitirince yanıma çağırdım ve ‘Bu hadisi kimden aldın?’ diye sordum. ‘Berdea ailesinden aldım’ dedi. ‘Peki Basra’ya hiç gittin mi?’ diye sordum. ‘Hayır’ deyince, ‘Peki Ebu Halife’yi hiç gördün mü?’ dedim. Yine ‘Hayır’ dedi. ‘Nasıl oluyor da görmediğin kimseden rivayet ediyorsun’ dediğimde şöyle dedi: ‘Bizimle münakaşa etmek, mürüvvet noksanlığından kaynaklanır. Ben sadece bu isnadı bilirim. Duyduğum her hadisi bu isnada ekler ve rivayet ederim.’ Böyle deyince (s. 59) kalkıp yanından ayrıldım (Marifetu’l-Mecruhin, I, 72; keza bkz. Mehmet Ali Sönmez, İbn Hibban ve Cerh ve Ta’dil Metodu, 114-115).
Ben de diyorum ki, muhtemelen İbn Hibban onu inkar etmeden, etrafındaki halktan çikenerek kalktı ve bu yalancı kıssacıyı terk etti. Çünkü, etrafındaki halk yalancı, cahil ve iftiracı olmasına rağmen, İbn Hibban’ın karşı çıkması ve inkar etmesi durumunda onun yardımına koşarlardı. Bu sebeple İbn Hibban’ın susmasının tek sebebi halktan çekinmiş olmasıdır.
Bu pek çok büyük alimin başına gelmiş bir olaydır. Seviyesiz halktan çekindikleri için yalancıların yanında sükût etmek zorunda kalmışlardır (s. 60).
İbadet, zühde ve salah ehli pekçok cahil, Allah Teala’nın rızası ve kendi iddialarına göre dine hizmet etmek, insanları hayırlı işlere sevk eip şerleri işlemekten sakındırmak gayesiyle bu haram ve fasid yolu benimsemişler, hayra teşvik ve kötülüklerden sakındırmakla ilgili hadisler uydurma hatasına düşmüşlerdi. Bazılarına bu yaptıkları reddedilip kendilerine peygamberin “Kim benim adıma bilerek yalan uydurursa, cehennemdeki yerine hazırlansın.” hadisi hatırlatılınca, şöyle demişlerdir: “Biz onun lehine hadis uyduruyoruz, aleyhine değil.” Onların bunu söylemeleri dinlerinin son derece zayıf, kendilerinin çok gafil ve akıllarının kıt olması sebebiyledir (s. 65).
Hadıs uydurucularının bu kesimi, en tehlikeli ve en zararlılarıdır. Çünkü salih, zahid ve ibadet ehli olarak göründüklerinden, konuşmalarında Rasulullah’tan hadis diye aktardıkları sözler halk tarafından kabul edilip benimsenir. Çünkü halk yalan söyleyeceklerini düşünmez ve böyle bir şey ummaz.
Hafız es-Suyuti, Tedribu’r-Ravi’de mevzu hadis bahsinde, ALlah rızası için uydurulan hadisler bölümünde şöyle der: “Allah rızası için uydurulan hadislere misallerden: el-Hakim Ebu Ammar, el-Mervezi’ye varan senediyle rivayet etmiştir: (Merv kadısı) Ebu İsme Nuh bin Ebi Meryem’e ‘İkrime vasıtasıyla İbn Abbas’tan, Kur’an’daki tek tek tüm surelerin faziletleriyle ilgili rivayeti nereden aldın? Oysa bunlar İkrime’nin talebelerinde yok’ diye sorulur. Şöyle cevap verir: ‘İnsanların Kur’an’dan yüz çevirip Ebu Hanife’nnin fıkhı ile İbn İshak’ın el-Meğazi’siyle meşgul olduklarını görünce Allah rızası için bu hadisi uydurdum.” (es-Suyuti, et-Tedrib, 184).
Hafız ez-Zehebi, Mizanu’l-i’tidal’de Nuh bin Ebi Meryem’in tercüme-i halinde mevzu ve iftira ettiği hadislerden olarak şu hadisi nakleder:
“Kim Kur’an’ın tamamını hatasız okursa, her harfine kırk sevap vardır. Kim de bir kısmını doğru, bir kısmını hatalı okursa her harfine yirmi sevap vardır. Kim de hepsini hatalı okursa her harfine on sevap vardır.” (ez-Zehebi, Mizanu’l-İ’tidal, IV, 280) (s. 66).
Mevzu Hadisleri Tanıma Yollarından:
el-Burhan el-Bikai der ki: Mananın bozukluğuna işaret eden karinelerden biri de şudur: Küçük bir günüha karşılık büyük bir azabı veya küçük bir amele karşılık büyük bir müjdeyi haber vermesi. Kıssacıların hadislerinde bu durum çokça görülür. Şu mevzu hadis gibi: “Kim şu kadar namaz kılarsa, cennette ona yetmiş ev vardır. Her evde yetmiş bin daire vardır. Her dairede yetmiş bin yatak, her yatakta da yetmiş bin cariye vardır.” (s. 124).
Rasulullah’ın sahabenin tamamının huzurunda büyük bir iş yaptığının v ashabın bunu gizlemek hususunda ittifak edip nakletmediklerinin iddia edilmesi. Bid’at fırkalarındın en yalancısının (Şia’nın) şu iddiası gibi: ‘Rasulullah veda haccından dönerken tüm ashabının huzurunda Ali bin Ebi Talib’in elinden tuttu ve herkes onu tanıyıncaya dek ayakta tuttu ve sonra şöyle edi: ‘Bu benim vasim ve kardeşimdir. Benden sonraki halifedir. Onu dinleyip itaat edin.’ Daha sonra sahabiler bunu gizleyip, bu sözü değiştirip Rasulullah’ın emrine muhalefet etmekte ittifak ettiler.’ Allah’ın laneti yalancıların üzerine olsun.
Hadisin daha ziyade doktorların ve uzmanların tavsiyelerine benzemesi. ‘Keşkek beli kuvvetlendirir.’ hadisi eli çocuklarının az olduğunu Nebiye şikayet edene yumurta ve soğan yemesini emrettiği hadisi gibi.
Akılla ilgili hadisler: Hepsi yalandır. Şunun gibi: ‘Allah aklı yarattığında ona gel dedi, geldi. Git dedi, gitti. Sonra benim için senden daha kıymetli bir şey yaratmadım. Seninle alır, seninle veririm, buyurdu.’
Hzır ve hayatının anlatıldığı hadisler. Hepsi yalandır. Hızır’ın hayatıyla ilgili bir tek sahih hadis yoktur. (s. 128).
Gün ve gecelerdeki namazlara dair hadisler. Pazar günü ve gecesi kılınan namazlar, pazartesi günü ve gecesi kılınan namazlar, pazartesi günü ve gecesi kılınan namazla ile haftanın diğer günleriyle ilgili namazlara dair hadislerin tamamı yalandır.
Hadis lafzının bozukluğu ve çirkinliği: Böyle rivayetleri kulak işitince çirkin bulur, insan tabiatı kabul etmez, akıllı kimseye manası kötü gelir. Şu hadis gibi: “Dört şey dört şeyden doymaz: Kadın erkekten, toprak yağmurdan, göz bakmaktan, kulak haberden.” (s. 129).