Cemel Olayı
Üçüncü Halife Osman’ın şehit edilmesinden sonra (17 Haziran 656) üç-beş gün anarşi hüküm sürdü. Halife’yi şehit eden âsiler bir an önce birisini hilâfete getirmek istiyorlardı. Fakat kime müracaat ettilerse hep ret cevabı aldılar. Bunun üzerine Medine ahalisini toplayarak, onlara bir halife seçmelerini, aksi takdirde İmam ibn Ebu Talib, Talha, Zübeyr ve daha başka kimseleri de öldüreceklerini söyleyerek, onlara bir gün süre verdiler. Bunun üzerine Medine halkı İmam Ali’ye müracaat edip, ona biat etmek istediklerini bildirdiler. Ali ibn Ebu Talib bu teklifi reddetmek istediyse de ısrarlar karşısında kabul etmek zorunda kaldı.
İmam Ali’ye biat edildikten sonra yapılacak ilk iş; Osman’ın katillerini bulmak ve bunların cezalarını vermekti. Bu hususta soruşturmaya başlanmıştı. Ancak ortada belirli bir katil yerine, “Osman’ı hepimiz öldürdük” diyen bir isyancı topluluğu vardı. Şehre hâkim olan bu âsilerle hemen başa çıkılamayacağı açıktı. İmam Ali adaletin tam olarak sağlanması için önce kargaşanın geçmesini, masum insanların zarar görmemesi için acele etmemek gerektiğini savunuyordu. Talha ile Zübeyr, İmam Ali’yi ziyaret ederek onun katilleri cezalandırmada yavaş davrandığını söylediler. Ali ibn Ebu Talib, onlara durumu izah etti, fakat ikisi de ikna olmamışlardı.
Aişe Valide’miz hac görevini yerine getirip Medine’ye dönerken, Halife Osman’ın şehit edildiği haberini almıştı. Medine’de facianın doğurduğu karışıklıklar devam ettiği için Mekke’ye geri döndü. Talha ile Zübeyr de Mekke’ye gelmişler, Medine’deki durumu Aişe Valide’mize anlatmışlardı. Bu olaylar Aişe Valide’mizin fikir ve kanaatini kuvvetlendirmiş, o da isyancı takımın bozduğu barış ve düzeni geri getirmek, Halife Osman’ın katillerini cezalandırmak ve Müslümanların arasını düzeltmek için herkesi toplanmaya ve bir araya gelmeye çağırmıştı. Mekke’de Aişe Valide’mizin önderliğinde oluşan topluluk, uzun müzakerelerden sonra Medine’ye giderek isyancılara karşı çıkmak yerine Halife Osman’ın Basra valisi Abdullah ibn Amir’in ısrarı üzerine Basra’ya gitmeye karar verdiler.
İmam Ali, muhaliflerinin Mekke’deki hazırlıklarından haberdar olunca, onlardan önce Irak’a varıp oraya hâkim olmak, Beytül-Mal’in (devlet hazinesinin) karşıtların eline düşmesini engellemek istedi. Ali ibn Ebu Talib yanında olan el-Ka’ka ibn Amr’ı çağırarak Basra’ya gönderdi. Ona iki taraf arasında mücadele ve çatışmanın meydana gelmesine engel olacak çareyi bulmasını söyledi. el-Ka’ka, Aişe Valide’miz, Talha ve Zübeyr ile görüştü. Onları ümmetin birliğini bozmama konusunda ikna etti. Aişe Valide’miz ile Talha ve Zübeyr, el-Ka’ka’ın önerilerini kabul ettiler.
Fakat gece herkes uyuduktan sonra münafıklar iki tarafa da hücum ettiler. Bu sırada kimse ne olduğunu anlamadan iki taraf da kendisini savaşın içerisinde buldu. Aişe Valide’miz ile İmam Ali savaşı durdurmak için gayret sarf etmişlerse de çarpışmalar bütün şiddetiyle devam etti. Savaş özellikle Aişe Valide’mizin etrafında cereyan ediyordu. Aişe Valide’miz savaşı devesinin üzerinden idare ettiği için İslam tarihinde bu olaya Cemel Olayı denildi. Aişe Valide’mizin hevdecine (devenin üstündeki küçük çadıra) birçok ok saplanmışsa da kendisi yara almadan kurtuldu. İmam Ali Aişe Valide’mizin yanına gelerek hatırını sordu. Birkaç günlük istirahatten sonra onu, kardeşi Muhammed ibn Ebu Bekir ile birlikte Medine’ye gönderdi.
Kaynak: Ethem Ruhi Fığlalı, “Cemel Vak’ası,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, VII, 320-321; Ahmed Ağırakça, “Cemel Vak’ası,” Şamil İslam Ansiklopedisi, I, 289-291.
Görsel Kaynağı: http://www.museumsyndicate.com/images/5/45050.jpg