Evren Peygamber / Muhammed (as) İçin mi Yaratıldı? (Lev Lake/Sen Olmasaydın)
Gelenekte Yüce Allah’ın Muhammed (as) için, “Sen Olmasaydın (Levlake) felekleri (kâinatı/alemleri) yaratmazdım” dediği ifade edilir. Bu rivayete göre insanlar, cinler ve gökler… evrende her ne varsa hepsi nebimiz için, onun yüzü suyu hürmetine yaratılmış. Oysaki Kur’an’a baktığımızda Yüce Allah yeryüzündeki her şeyi insanlar için yaratmıştır: “O, yerde ne varsa hepsini sizin için yaratmıştır…” (Bakara [2] 29). Cinler gibi insanlar da yalnızca Allah’a kulluk etmeleri için yaratılmışlardır (Zariyat [51] 56).
Yüce Allah Muhammed’e (as) “Ben yalnızca sizin gibi bir insanım” (Fussilet [41] 6; Kehf [18] 110) demesini emreder. Kur’an, Enam suresinde 16 nebi/rasul ismi sayar ve Muhammed’e (as) şöyle der: “…İşte onlar Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir. O halde sen de onların yoluna uy…” (Enam [6] 84-90). Yine bu ayet de, Muhammed’in (as) yalnızca bir insan olduğunu bize açıkça hatırlatmaktadır: “Muhammed sadece bir elçidir. Ondan önce de elçiler elbette geçmiştir…” (Al-i İmran [3] 144). Rasulullah’ın anne babası var iken ve kendisi son nebi iken (Ahzab [33] 40), nasıl insan üstü bir hale büründürülüp ilk varlık olabilir?
Yine bilinmelidir ki bu ifade Yüce Allah’ı şarta bağlamaktadır. Oysaki Allah hiçbir şekilde bir şarta bağlanamaz. Çünkü “O, yaptıklarından sorgulanamaz.” (Enbiya [21] 23). Allah alemleri yaratmak için bir şeye mecbur değildir.
Tüm kâinatın nebimiz için yaratıldığına dair öne sürülen bu iddianın bir benzeri asırlar önce İncil’de gündeme getirilmişti:
“Onda kurtuluşa, günahlarımızın bağışına sahibiz. Görünmez Tanrı’nın görünümü, bütün yaratılışın ilk doğanı odur. Nitekim yerde ve gökte, görünen ve görünmeyen her şey –tahtlar, egemenlikler, yönetimler, hükümranlıklar– onda yaratıldı. Her şey onun aracılığıyla ve onun için yaratıldı.” (İncil, Koloseliler, 1:14-16).
Hristiyanların bu inançlarıyla İslam kültüründeki levlake inancı arasındaki benzerlik çok dikkat çekicidir!
Dolayısıyla Kur’an’a göre evrenin Muhammed (as) için yaratılmış olduğunu söylemek, söz konusu değildir.
Mustafa İslamoğlu, Dr. Yahya Şenol, Turgut Çiftçi’ye teşekkürler.