Avrupa’da Müslümanlığı kabul eden Hıristiyanların sayısı her geçen gün artıyor. İçinde yaşadığı toplumda kendisine yer bulamayan, arayışları sonucunda İslam’la tanışan eğitimci Prof. Dr. İbrahim Lawson bunlardan biri.
ÖĞDER’in davetlisi olarak Fransız eşi Leyla Lavson ile birlikte Türkiye’de bulunan Prof. Dr. İbrahim Lawson gazetemizi ziyaret etti. İslam ile tanışmasından sonraki hayatındaki dönüşümü anlatan Lawson, İslamiyet’i tanıdıkça varoluşuna daha da anlam verdiğini bildirdi. Düşünmeyle Allah’a kavuşulmayacağını, tam anlamı ile Müslüman olabilmek için Allah’ın emirlerini uygulamak gerektiğini dile getiren Lavson, Müslümanların birliği için İslam Dinarı’nın önemine de vurgu yaptı. Lawson, İslam Güneşi’nin İstanbul’dan doğacağını sözlerine ekledi. Lawson, İslamiyet’e kavuşmasını şu sözlerle anlattı:
İçinde Yaşadığım Toplumda Bana Ait Bir Şey Yoktu
Genç yaşlarda iken içinde yaşadığım toplumda bana ait bir şeyin olmadığını fark ettim. Araştırmalarım sonucunda 1975 yılında İslam’la tanıştım. Ben aslında üç defa Müslüman oldum. Bir gün eşimle birlikte dolaşırken, boş bir dükkân gördük. Dükkânın içerisinde bir halı ve birkaç minder vardı. Dükkânın içerisindekiler, bizi gördüler ve içeriye davet ettiler. Sonra onlarla tanıştık ve Müslüman olmaya karar verdim. Daha sonra onların içerisindeki yaşlı olan adam, ilk önce “La İlahe İllallah” sonra “Muhammeden Resulullah” diyerek, tekrarlamamı istedi. Ben de bunları söyledim. Daha sonra “Eşhedü Enla” dedirtti. Biraz zor oldu ama onu da söyledim. Daha sonra hepsini üç defa tekrarlattı. Ben Müslüman olmadan önce de tebliğcilerin zikirlerine ve Budistlerin meditasyonlarına katılıyordum. Hz. Muhammed’in Peygamber olduğuna dahi inanıyordum.
Müslümanlıkla ilk tanıştığımda şeriatın ne olduğunu anlayamamışım. İslam’ın hayata uygulanışını anlayamamışım. ABD’yi Konya’dan tebliğciler gelmişti. Onlardan biri bana oğlunu bıraktı. O’nun sayesinde İslamiyet’i ikinci kez tanıdığımı söyleye bilirim. Bu sayede şahadetimi tekrarladım. İslamiyet’i kabul etmiştim ama namaz kılmıyordum. Yani, İslamiyet’i hayatımda uygulamıyordum. Beş yıl sonra bana İslamiyet’i kabul etmen için namaz kılmalısın, ancak bu sayede ‘İslamiyet’i tam anlamı ile anlayabilirsin’ dediler. Namaz kılmaya başladım ve şahadetimi bir kez daha tekrarladım. Düşünmeden Allah’ı bulamazsınız. İslam’ı hayatınızda uygulamanız gerekir.
…
Kaynak: Abdullah Özbay, Milli Gazete, 30 Nisan 2014.