Yılmaz Muslu
Thomas Carlyle, 8 Mayıs 1840’da İngiltere’de “Heroes and Hero Worship” (Kahramanlar ve Kahramanların Mukaddesleştirilmesi) adlı kitabını yayınladı. Carlyle kitabında Hz. Musa’yı, Hz. Davud’u, Hz. Süleyman’ı, Hz. İsa’yı değil, fakat Hz. Muhammed’i kahraman peygamber olarak seçmişti. Tarihin o devrinde, İslam’ın lehinde bir şey söylemek kolay bir iş değildi. Böyle bir şey en büyük suç ve toplumdan dışlanma sebebi idi. Böyle bir devirde Thomas Carlyle, “Hepiniz, İslam’dan nefret etmek üzere eğitilmişsiniz. İçinizden herhangi birinizin dininden dönme ve Müslüman olma tehlikesi yoktur. Korkmayınız, bu söylediklerimden dolayı kimse din değiştirecek değildir” diyor ve özür dileyerek ilave ediyordu: “Bu sebeple Hz. Muhammed hakkında bir hakşinaslık eseri olarak bütün iyi şeyleri söylemek istiyorum.”
KAHRAMAN BİR PEYGAMBER Vahşi bir kavmin her türlü eziyetlerine tahammül eden, bütün şartlar aleyhinde ve bütün maddi imkanlardan mahrum olduğu halde meydana atılan yoksul bir insan. Kötü bir adam değil, bunu söylemem gerekir. 23 senede devamlı olarak kavgacı, dövüşken, her an patlamaya hazır ve yırtıcı olan zamanın vahşi insanları arasında bulundu. Bu vahşi insanların, kuvvet önünde eğilmeleri mümkün değildi. Bu insanlar, ancak doğru olan söz ve davranışlar karşısında baş eğer ve itaat ederlerdi. Buna rağmen onu peygamber bildiler. Niye? O, onlarla daima yan yana, yüz yüze geldi. Kendilerinden bir kişi olarak, her an onlarla beraberdi. Kral ve vezirler gibi azamet ve debdebe perdeleriyle gizlenmiş değildi. Kendi hırkasını kendi yamalar, kendi ayakkabısını kendi tamir ederdi. Harbe gider, ashabı ile istişare eder, emirlerini onlarla beraber verirdi. Nasıl bir insan olduğunu her yönü ile kavminin bilmesi için böyle yaptı. Ona artık, siz ne isterseniz öyle deyiniz. Dünya’da taç ve ihtişam sahibi hiçbir imparatora, yamalı bir hırka içinde bu insan kadar hürmet ve itaat edilmemiştir. 23 yıllık dünya imtihanı, gerçek bir kahraman için lüzumlu bütün unsurları taşımaktadır.”
.
Kaynak: Yılmaz Muslu, “2000 Yılında Dünya Kimi Bekliyor?”, Zafer Derg., Ocak 2000, sayı: 277, s. 5.