Muhammed (as) Postacı mıdır?
Toplumda iki tür “Muhammed (as)” algısı vardır. Birincisi geleneksel anlayışın tanıttığı Rasulullah. Diğeri de Kur’an’ın anlattığı. İkisi arasında çok büyük farklar vardır. Muhammed (as) birincisinde ölçüsüz sevgi nedeniyle zaman zaman Allah ile denk bir seviyeye bile çıkarılmaktadır. İkincisinde ise o bir elçi ve bir kul olarak tanıtılmaktadır.
Geleneksel anlayış Kur’an’ın tanıttığı Muhammed’den (as) rahatsız oldukları için tepkilerini şu şekilde gösterirler: “Ne yani, Muhammed (as) bir postacı mı?”
Kur’an’ın Rasulullah’a çok açık bir emri vardır: “…Elçiye düşen tebliğdir.” (Maide [5| 99). Rasul/elçi, getirdiği mesaja bir şey ilave edemez, çıkaramaz (Hakka [69] 44-47). Kendisine bildirilenleri aynen aktarmakla yükümlüdür.
Bu konuda unutulan çok önemli bir gerçek vardır. Muhammed’in (as) tebliğ dışında çok önemli bir görevi daha vardır: Üsve-i hasene (Ahzab [33] 21). Yani örnek, rol model olmak. Üsve-i hasene görevini yerine getirebilmek için de tebliğ edilen emirlerin bilinip bizzat kendisinin hayata aktarılması zorunludur. Aksi takdirde bu görev yerine getirilemezdi.
Kur’an, Rasulullah’ın üsve-i hasene olarak neler yaptığını başka kaynaklara muhtaç bırakmadan bizzat kendisi açıklamaktadır. Yani Kur’an yüzlerce ayette bize nebimizin neler yaptığını bizzat kendisi anlatmaktadır. Örneğin adaletli olmak, savaşta metanetli olmak, baskılara karşı sabretmek, hiçbir zaman umudunu yitirmemek, salat görevini yerine getirmek… Bilinmelidir ki Kur’an’daki her emri Rasulullah bizzat yerine getirmiştir.
Dolayısıyla Muhammed (as) iddia edildiği gibi bir postacı değildir. Muhammed (as) tebliğ edici olmanın yanında Mü’minler için Üsve-i hasene’dir. Tebliğ ettiği Kur’an’ı bizzat hayata yaşayarak örnek olmuş birisidir.