Ali Gürbüz
Allah’ın varlığını ve birliğini tanıyan, tasdik eden kimselere Arapça’da, Muvahhid adı verilmektedir. Modern tabirle Monoteist.
Yazımızın konusu, milattan önce 14. asırda yaşamış bir Mısır Firavunu, Amenofis (IV), namı diğer Ehnaton.
Asıl adı 4. Amenofis olan Ethnaton (Akhenaten), milattan önce 1.400 yılında doğdu. 1364’de tahta çıktı. 1347 yılını kadar tam 17 sene hüküm sürdü. Tahta çıktıktan sonra 41 yaşında iken kendisinde büyük bir manevi değişiklik oldu. Allah’ın (bir), isminin ise ATON olduğunu halkına ilah etti. Tapınaklardaki bütün putların kırılmasını, duvarlardaki tanrı isimlerinin kazınmasını emretti. Amenofis (imparatorluk tanrısı amun) olan adını, Ehnaton (Aton’un hizmetçisi) olarak değiştirdi.
Mısır’da o asırda halk tam 13 tanrıya inanıyordu: 1) Ptah, 2)Re-Amen, 3) Tot, 4) Seker, 5) Osiris, 6 ) Osis, 7) Neftis, 8 ) Hator, 9) Ra, 10) Horus (şahin), 11) Set (eşek), 12) İbis, 13) Hotor (inek).
Bu hususta o kadar ileri gitti ki; mezarından babasının dahi ismini kazıttı. Zira babasının adı, Amenofis (III) idi.
‘Aton’, eski mısır dilinde ‘Güneş Yuvarlağı’ manasını taşımaktadır. Bu bakımdan bir çok egitpolog ‘Aton’ ile güneş tanrısı ‘Ra’ arasında bir irtibat kurmaya çalışmışlarsa da bir neticeye ulaşamamışlardır. Ehnaton’un inandığı ve halkının da inanmasını istediği Tanrı, kendi ifadesine göre yalnız Mısırlıların değil, bütün kainatın tanrısı isi. Güneş’i, Ay’ı yıldızları yaratan ‘O’ idi.
Ehnaton’a ilk karşı çıkanlar ve bu yeni inancı beğenmeyenler, din adamları yani rahipler oldu. Özellikle Teben’deki ‘Amun’ rahipleri şiddetle karşı koydular. Buna mukabil çiftçiler ve sanatkarlar, yeni dini memnuniyetle kabul ettiler. Karnak rahiplerinin de karşı çıkması ile Ehnaton, Teben ile Menfis arasında yeni bir başkent inşa ettirerek tahtını ve ailesini oraya taşıdı. Zira Mısır’da din adamlarının gücü çok kuvvetli idi.
Bugünki adı Tell-El Amarna olan bu başkente Ehnaton, ‘Ahenaton’ ismini verdi. Yani, Aton’un nurlu beldesi. Ehnaton, ölünceye kadar bu şehirde yaşadı. Hiçbir vesile ile bu şehri terk etmedi.
Ehnaton putperestliğe ve şirke karşı mücadelesinde ilk adım olarak Karnak’taki imparatorluk tanrısı Amon Tapınağını kapattı. Yerine yeni bir mabet inşa ettirdi. Bu mabede Gematon (Aton’u bulduk) adını verdi.
Eski Mısır’da firavunlar yarı tanrı sayılıyordu. Ehnaton bu geleneği yıktı. Halkının arasına karıştı. Bütün resmi toplantılarda eşi Nefretete ve 6 kızının da bulunmasını istedi. Bu şekilde firavunların yarı tanrı değil, birer insan olduklarını ispata çalıştı.
Ehnaton, sanatkarlara talimat vererek yapılan bütün kabartma resimlerde realist bir stil sayesinde kendisi ile birlikte ailesine de yer verilmesini istedi. Öyle ki; yeni doğan stil sayesinde sanatkarlar yapılan resim ve kabartmalar sanki birer fotoğraf gibi gerçeği aksettirdi. Zira Ehnaton her şeyde olduğu gibi, sanatta da hakikatin aksettirilmesini istiyordu.
Bir şiirinde Ehnaton şöyle diyor:
“.Aton. Gündüz gibi ışıklı Aton,
gözlerimiz sana bakıyor.
Seni görüyor, sana karşı.
Sen benim kalbimdesin.
Fakat seni tanımak istemiyorlar.
Sadece ben.
Senin kulun Ehnaton.
Seni tanıyorum.
Onlara tahkik gücü ver!
Senin gücün, senin planın sonsuzdur.
Dünya sana ait. Senin.
Çünkü onu sen yarattın.”
Başka bir şiiri de aynen şöyle:
“.Senin nurunla bütün yollar açılır.
Balığın suda zıplaması sendendir.
Senin nurun, ruhların kalbine nüfuz eder.”
Ehnaton daha hayatta iken, Amarna dağlarında kendisinin ve ailesinin mezarını inşa ettirdi. Bu mezarlığı ilk defa, genç yaşta vefat eden çok sevdiği kızı Maketaton (Aton’un himayesinde) defnedildi.
Milattan önce 1347 senesinde vefat eden Ehnaton ve yine aynı sene ölen Nefretete de aynı mezarlığa defnedildiler.
Yapılan bütün araştırmalarda bu mezarlıkta herhangi bir mumyaya rastlanmadı. Zira Ehnaton cesedinin mumyalanmasını istememişti. Doğrudan doğruya toprağa gömülmüştü.
Ehnaton’un ölümü üzerine üvey kardeşi Semenşkare firavun oldu. Fakat o da çok yaşamadı. Birkaç ay sonra öldü. Bu defa başka bir üvey kardeşi veya yakın akrabası olan Tut-enh-Aton tahta geçti. Rahiplere gün doğmuştu. Fırsatı iyi değerlendirerek Ehnaton’un ortaya koyduğu yeni inanç sistemini el birliği ile yok etmeye koyuldular. Önce firavunun ismini değiştirdiler. Tut-enh-Aton (Aton’un ihya ettiği), Tut-enh-Amon oldu. Başşehir tekrar Teben’e nakledildi. Eski tanrı heykelleri tekrar yaptırılarak tapınaklara yerleştirildi ve bu şekilde Eski Mısır’da bir muvahhidin bütün teşebbüsleri sonuçsuz kalmış oldu.
Werner Keller adlı meşhur Alman araştırmacı, Ehnaton hakkında şu fikirleri ileri sürüyor:
“.Musa’nın büyüdüğü ve yetiştiği memleket olan Mısır’da ve diğer doğu ülkelerinde yapılan araştırmaların neticesini arkeoloji ilmine ve onun gelişmesine borçluyuz. Gerek Ehnaton’un tek tanrılı güneş dini, gerekse Mezopotamya’da birçok ilahın tevihidi ile ortaya çıkan tek tanrılı ‘Ninurta’ yansımalarını sadece karanlık ve şüpheli monoteizmin ilk belirtileridir. Bütün bu düşüncelerde birleştirici kuvvet hidayete eriştirici düşünce mevcut değildir.” Allah inancı en belirgin surette açık ve seçik olarak, her türlü büyük heykel, resim, ve maddeci ahiret anlayışından uzak (firavunların mumyalanmaları kastediliyor) olarak ilk defa İsrailoğullarında görülmüştür.
Georg Afanasyew adlı bir başka yazar da aynen şunları söylüyor:
“.Tevrat ile Ehnaton dini arasında bağlantı olduğu doğrudur. Firavun Ehnaton’un Tanrı Aton’u öven meşhur ilahisi ‘Güneş Şarkısı’ ile Tevrat’taki 104. surede yer alan ilahi kelimesi aynı manayı taşımaktadır. Buna rağmen direkt bir bağ bulunduğu hakkında uzmanlar görüş birliğinde değiller.”
Nihayet, meşhur Alman Teoloğu Hans Küng’ün “Existiert Gott?” adlı eserinde Ehnaton’la ilgili şu satıra göz atalım:
“Musar’dan bir asır evvel, 18. hanedan devrinde, milattan önce 14. asırda yaşamış, inkılapçı firavun. Monoteist (vahdaniyet) inkılabı tepeden uygulamayı denedi. İmparatorluk tanrısı Amun ve diğer sahte ilahların putlarını devirdi. Tek Allah inancını yerleştirdi. Fakat bu yeni din, din adamlarının karşı koyması ve halkın isyanı yüzünden kalıcı olamadı. Bu şekilde Mısır Monoteizmi de tarihe intikal etti.”
İnananlarla inanmayanlar arasındaki mücadele çok, çok eskilere dayanmaktadır. Bu yazımızda bir muvahhidin; öyle bir muvahhid ki, zamanın süper gücü olan Mısır’ın firavunu, Ehnaton’un tevhid yolundaki gayretlerini ve mücadelelerini tarihin derinliklerinden gün ışığına çıkartmış olduk. Bu vakıadan alınacak çük büyük dersler bulunduğu şüphesizdir.
Bibliyografya:
1) Werner Keller, Und Die Bibel Hat Doch Recht,
2) Georg Afanasyew, Moses Ist An Allem Schuld, Irrtümer Der Bibel,
3) Hans Küng, Existiert Gott?,
4) Norman P. Ross, The Epic Of Man,
5) Theo Löbsack, Wunder Wahn und Wirkichkeit,
6 ) Stufen Zum Rosmos, Kulturen, Götter, Mythen, Pyramiden, Die Unsterblichkeit Des Menschen (The Stairway To Heaven),
7) R.O. Faulkner, The Ancient Egyptian Coffin Texst,
8 ) Brunner-Tant vs., Die Fünf Grossen Weltreligionen.
Fotoğraf Kaynağı: https://en.wikipedia.org/wiki/Akhenaten